Tom's prints are on the gun.
- Tom'un izleri tabancada.
He pulls off his belt, cursing as the studs catch in the tabs of his jeans.
Giv'is a tab man!.
Etikette iki tablet alınacağını söylüyor.
- It says on the label to take two tablets.
Ben onu senin askına koyacağım.
- I'll put it on your tab.
Masadaki hesap makinesi benim.
- The calculator on the table is mine.
Sekmelerinizden bazılarını kapatmayı deneyin.
- Try closing some of your tabs.
Senin sekmende e-postamı kontrol edebilir miyim?
- Can I check my email on your tab?