I've got to skedaddle or I'll be late.
- Tüymem lâzım; yoksa geç kalacağım.
He has unsightly hairs growing out of his ears.
- Onun kulağının dışında büyüyen çirkin tüyleri var.
I'm scared of big, black, hairy tarantulas!
- Ben büyük, siyah, tüylü tarantulalardan korkuyorum!
The male peacock has colorful tail feathers.
- Erkek tavus kuşunun renkli kuyruk tüyleri vardır.
Tom keeps an eagle feather as a good-luck charm.
- Tom iyi bir şans tılsımı olarak bir kartal tüyünü saklıyor.
My down jacket keeps me quite warm.
- Tüy ceketim beni oldukça sıcak tutuyor.
The terrible scene sent shivers down his spine.
- Korkunç sahne onun tüylerini diken diken etti.