türlü türlü teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- diverse
- miscellaneous
- divers
- many kinds of
- manifold
- all sorts of, all manner of
- all sorts of, miscellaneous, manifold, sundry
- all sorts
All sorts of rumors were floating around about her.
- Onun hakkında türlü türlü söylentiler yayılıyordu.
- different
- varied
- various
- multifarious
- sundry
- bir türlü
- in one way or another
- bir türlü
- just as bad
- bir türlü
- in no way
- her türlü
- every
Everyone has the right to the protection of the moral and material interests resulting from any scientific, literary or artistic production of which he is the author.
- Herkesin yarattığı, her türlü bilim, edebiyat veya sanat eserlerinden mütevellit manevi ve maddi menfaatlerin korunmasına hakkı vardır.
Mary had every reason to be satisfied.
- Mary'nin tatmin olmak için her türlü sebebi vardı.
- bir türlü
- somehow
- her türlü
- all kinds of
He comes into contact with all kinds of people.
- Her türlü insanla bağlantı kurar.
This shop has all kinds of foreign-language magazines.
- Bu mağaza her türlü yabancı dil dergilerine sahiptir.
- her türlü
- whatever
- Cahil ile çıkma yola getirir başına bin türlü bela
- (Atasözü) Lack of experience invites trouble
- Birleşmiş Milletler Her Türlü Irk Ayrımcılığının Kaldırılması Uluslararası Sözle
- (Hukuk) United Nations International Convention on the Elimination of All Forms of Racial Discrimination
- Birleşmiş Milletler Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Kaldırılması Sözleşme
- (Hukuk) United Nations Convention on the Elimination of All of Forms Discrimination Against Women
- başka türlü
- other
Now that I am a teacher, I think otherwise.
- Mademki ben bir öğretmenim, başka türlü düşünüyorum.
I tried to convince Tom otherwise.
- Tom'u başka türlü ikna etmeye çalıştım.
- başka türlü
- else
Tom can't really do much else.
- Tom gerçekten çok başka türlü yapamaz.
- başka türlü
- differently; otherwise
- başka türlü göstermek
- dissemble
- envai türlü/çeşitli/çeşit
- of various kinds
- her türlü ev işi yapan kimse
- bottle washer
- her türlü kötülüğü yapmak
- do one's worst
- her türlü yola basvurarak geçinmek
- live by one's wits
- her türlü yürüyüşe alışkın
- (at) thoroughpaced
- her türlü çabayı sarfetmek
- make every effort
- her türlü çabayı sarfetmek
- make every endeavor
- kendini başka türlü göstermek
- personate
- kendini başka türlü tanıtma
- personation
- saçları iki türlü olmak
- to get old
- türlü
- (güveçte) olla
- türlü
- variegated
- türlü
- hotchpotch
- türlü
- stew made of mixed vegetables
- türlü
- sort, kind, variety
- türlü
- varied
The United States is a paradise for almost every kind of sports, thanks to its wonderfully varied climate.
- Harika değişik iklimleri sayesinde, Amerika Birleşik Devletleri, hemen hemen her türlü spor için bir cennettir.
- türlü
- various
- türlü
- mixed vegetables
- türlü
- hodge podge
- türlü
- various, diverse, assorted " muhtelif; meat and vegetable stew
- türlü
- olio
- türlü
- sundry
- türlü
- various, varied, diverse, multifarious