Tom rolled up the poster and put it into a cardboard tube.
- Tom posteri sardı ve karton bir tüpün içine koydu.
Please buy a tube of toothpaste.
- Lütfen bir tüp diş macunu al.
A bottle of shampoo costs as much as a tube of toothpaste.
- Bir şişe şampuan, bir tüp diş macunu kadar maliyetlidir.
The Internet is a series of tubes.
- İnternet tüpler dizisidir.
Broken test tubes, cracked beakers - the work of careless students in the laboratory.
- Kırık test tüpleri, kırık deney şişeleri - Laboratuvarda dikkatsiz öğrencilerin çalışması.