târif

listen to the pronunciation of târif
Türkçe - İngilizce
description

The beauty of that country is beyond description. - O ülkenin güzelliği tarifin ötesindedir.

The princess was beautiful beyond description. - Prenses kelimelerle tarif edilemeyecek kadar güzeldi.

depict
tariff

At that time, tariffs were high on many products. - O zaman, tarifeler birçok üründe yüksekti.

We hope to lower the tariff. - Biz tarifeyi düşürmeyi umuyoruz.

denotation
delineate
depiction
specification
characterization
delineation
definition
definition, description " tanım; recipe
picture

During an experiment on powers of observation, Tom was unable to describe any of the pictures hanging on his living room wall, despite having lived in his unit for two years. - Gözlem gücüyle ilgili bir deneyde, Tom evinde iki yıldır oturmasına rağmen, oturma odasının duvarında asılı resimlerin hiçbirini tarif edemedi.

The best part of beauty is that which no picture can express. - Güzelliğin en mükemmel tarafı, hiçbir resimle tarif edilememesidir.

tarif etmek
describe

Some feelings are difficult to describe. - Bazı duyguları tarif etmek zordur.

tarif edilemez
nondescript
tarif edilmiş
depicted
tarif edilen
depicted
tarif edilmiş beton
(İnşaat) prescribed concrete
tarif etme
(Ticaret) definition
tarif etmek
delineate
tarif name
specification
tarif etme
for directions
tarif etmek
to descripe, to define
tarif adı
(Bilgisayar) recipe name
tarif eden
enunciator
tarif edilebilir
enunciable
tarif edilebilir
describable
tarif edilemez
non-descript
tarif edilemez
undescribable
tarif edilemez
indefinable
tarif edilemez
undefinable
tarif edilemez bir biçimde
undescribably
tarif edilemez bir biçimde
undescribable
tarif edilemez biçimde
unspeakably
tarif edilemez biçimde
inexpressibly
tarif edilemezlik
ineffableness
tarif etmek
define
tarif etmek
be descriptive of
tarif etmek
1. to describe. 2. to define
tarif etmek
to define, to describe
tarif etmek
represent
tarif no
(Bilgisayar) recipe id
tarif olunamazlık
inexpressibleness
yol tarif etmek
Give directions
hukuki tarif
(Kanun) judicial definition
kamarama nasıl gideceğimi tarif eder misiniz
Would you please show me to my cabin
postaneye nasıl gideceğimi tarif eder misiniz
Would you please direct me to the post office
yolu tarif etmek
give the directions
İngilizce - İngilizce
{n} a table of duties fixed by authority