tâhâ

listen to the pronunciation of tâhâ
İngilizce - Türkçe
tahai
Türkçe - Türkçe
(Osmanlı Dönemi) Bulut
Kur'an-ı Kerim'in 20. süresi. Hz. Ömer'e müslüman olmadan önce okunan ilk süre, Hz. Ömer bu süreden etkilenmiş ve müslüman olmuştur
Peygamberimizin (A.S.M.) bir ismidir. Mânası hakkında muhtelif rivayetler vardır
Kur'an-ı Kerim'de mukattaat-ı hurufiyeden olup Cenab-ı Hak ile Peygamberimiz (A.S.M.) arasında bir şifredir
(Osmanlı Dönemi) Peygamberimizin (A.S.M.) bir ismidir. Mânası hakkında muhtelif rivayetler vardır
(Osmanlı Dönemi) Kur'an-ı Kerim'de mukattaat-ı hurufiyeden olup Cenab-ı Hak ile Peygamberimiz (A.S.M.) arasında bir şifredir
Eşya konmak için yapılmış duvardaki oyuk
TAHA'
(Osmanlı Dönemi) Gam, hüzün, keder
TAHA'
(Osmanlı Dönemi) Yüksek bulut
Taha 1
(Kuran) Ta, Ha
Taha 10
(Kuran) O, bir ateş görmüştü de, ailesine: "Durun, ben bir ateş gördüm, ya ondan size bir kor getirir, ya da ateşin yanında bir yol gösteren bulurum" demişti
Taha 101
(Kuran) Devamlı bu günahın azabında kalacaklar. Kıyamet günü onlar için ne kötüdür bu yük!
Taha 102
(Kuran) Sura üflendiği gün, işte o gün, suçluları gözleri korkudan göğermiş olarak toplarız
Taha 103
(Kuran) Siz dünyada sadece on gün eğleştiniz diye, aralarında saklı saklı konuşurlar
Taha 104
(Kuran) Aralarında konuştuklarını Biz daha iyi biliriz. En akıllıları: "Sadece bir gün eğleştiniz" der. *
Taha 109
(Kuran) O gün Rahman'ın izin verdiği ve sözünden hoşnut olduğu kimseden başkasının şefaatı fayda vermez
Taha 11
(Kuran) Musa ateşin yanına gelince: "Ey Musa!" diye seslenildi
Taha 110
(Kuran) Allah onların geçmişlerini de, geleceklerini de bilir. Onların hiçbirinin ilmi ise O'nu kuşatamaz
Taha 111
(Kuran) İnsanlar, diri ve her an yaratıklarını gözetip duran Allah'a boyun eğmiştir. Yükü zulüm olan kimse ise hüsrana uğramıştır
Taha 112
(Kuran) İnanmış olarak, yararlı işler işleyen kimse, haksızlıktan ve hakkının yeneceğinden korkmaz
Taha 113
(Kuran) İşte Kuran'ı, akrabça okunmak üzere indirdik, onda tehditleri türlü türlü açıkladık ki belki sakınırlar yahut onlara ibret verir
Taha 114
(Kuran) Gerçek Hükümdar olan Allah Yüce'dir. Kuran sana vahyedilirken, vahy bitmezden önce, unutmamak için, tekrarda acele edip durma, "Rabbim! İlmimi artır" de
Taha 115
(Kuran) And olsun ki daha önce Adem'e secde edin" demiştik; İblis'ten başka hepsi secde etmiş, o çekinmişti. *
Taha 12
(Kuran) Ben şüphesiz senin Rabbinim; ayağındakileri çıkar; çünkü sen, kutsal bir vadi olan Tuva'dasın
Taha 120
(Kuran) Ama şeytan ona vesvese verip: "Ey Adem! Sana sonsuzluk ağacını ve çökmesi olmayan bir saltanatı göstereyim mi? dedi
Taha 121
(Kuran) Bunun üzerine ikisi de o ağacın meyvasından yedi, ayıp yerleri görünüverdi. Cennet yapraklarıyla örtünmeye koyuldular. Adem, Rabbine baş kaldırdı ve yolunu şaşırdı
Taha 122
(Kuran) Rabbi yine de onu seçip tevbesini kabul etti, ona doğru yolu gösterdi
Taha 123
(Kuran) Onlara şöyle dedi: "Birbirinize düşman olarak hepiniz oradan inin. Elbet size Benden bir yol gösteren gelir; Benim yoluma uyan ne sapar ve ne de bedbaht olur
Taha 124
(Kuran) Benim Kitap'ımdan yüz çeviren bilsin ki onun dar bir geçimi olur ve kıyamet günü de onu kör olarak haşrederiz
Taha 125
(Kuran) O zaman: "Rabbim! Beni niçin kör olarak haşrettin, oysa ben gören bir kimseydim" der
Taha 126
(Kuran) Allah: "Böyledir, ayetlerimiz sana gelmişti de sen onları unutmuştun, bugün de öylece unutulursun" der
Taha 127
(Kuran) İşte haddi aşanları, Rabbinin ayetlerine inanmayanları böylece cezalandıracağız. Hem, ahiretin azabı bu dünya azabından daha şiddetli ve daha devamlıdır
Taha 128
(Kuran) Onları yerlerinde gezdikleri, kendilerinden önce yok etmiş olduğumuz bunca nesiller doğru yola sevketmedi mi? Doğrusu bunlarda akıl sahipleri için ibretler vardır. *
Taha 129
(Kuran) Eğer Rabbinin verilmiş bir sözü ve tayin ettiği bir süre olmasaydı, hemen azaba uğrarlardı
Taha 13
(Kuran) Ben seni seçtim; artık vahyolunanları dinle
Taha 130
(Kuran) Onların dediklerine sabret; güneşin doğmasından ve batmasından önce Rabbini hamd ile tesbih et; gece saatlerinde ve gündüzleri de tesbih et ki Rabbinin rızasına eresin
Taha 131
(Kuran) Kendilerini sınamak için, dünya hayatının süsü olarak bol bol geçimlik verdiğimiz kimselere sakın göz dikme, Rabbinin rızkı daha iyi ve daha devamlıdır
Taha 132
(Kuran) Ehline namaz kılmalarını emret, kendin de onda devamlı ol. Biz senden rızık istemiyoruz, sana rızık veren Biziz. Sonuç Allah'a karşı gelmekten sakınanındır
Taha 133
(Kuran) Rabbinden bize bir mucize getirseydi ya derler. Onlara, önceki Kitablarda bulunan belgeler gelmedi mi?
Taha 134
(Kuran) Eğer onları ondan önce bir azaba uğratarak yok etseydik: "Rabbimiz! bize bir peygamber gönderseydin de, alçak ve rezil olmazdan önce ayetlerine uysaydık, olmaz mıydı?" diyeceklerdi
Taha 135
(Kuran) De ki: "Herkes gözlemektedir siz de gözleyin. Şüphesiz düz yolun sahiplerinin kimler olduğunu ve kimlerin doğru yolda bulunduğunu bileceksiniz."*
Taha 14
(Kuran) Şüphesiz Ben Allah'ım, Benden başka tanrı yoktur; Bana kulluk et; Beni anmak için namaz kıl
Taha 15
(Kuran) Herkes işlediğinin karşılığını görsün diye, zamanını gizli tuttuğum kıyamet mutlaka gelecektir
Taha 16
(Kuran) Buna inanmayan ve hevesine uyan kimse seni ondan alıkoymasın, yoksa helak olursun
Taha 17
(Kuran) Ey Musa! Sağ elindeki nedir?
Taha 18
(Kuran) Musa: "O benim değneğimdir, ona dayanırım, onunla davarıma yaprak silkerim, ondan daha birçok işlerde faydalanırım" dedi
Taha 19
(Kuran) Allah: "Ey Musa! Bırak onu" dedi
Taha 20
(Kuran) Bırakınca, değnek hemen, koşan bir yılan oluverdi
Taha 24
(Kuran) Firavun'a git, doğrusu o azmıştır
Taha 40
(Kuran) Kızkardeşin Firavun'un sarayına giderek: "Ona bakacak birini size göstereyim mi?" diyordu. Böylece, annen üzülmesin, sevinsin diye, seni ona iade etmiştik. Sen bir cana kıymıştın, seni üzüntüden kurtarmış ve seni birçok musibetlerle denemiştik. Bunun için, Medyen halkı arasında yıllarca kalmıştın. Sonra, ey Musa, peygamberlik göevini yüklenecek bir yaşa gelince dönüp geldin
Taha 41
(Kuran) Seni kendim için ayırdım
Taha 42
(Kuran) Sen ve kardeşin, ayetlerimle gidin; beni anmakta gevşek davranmayın
Taha 43
(Kuran) Firavun'a gidin, doğrusu o azmıştır
Taha 44
(Kuran) Ona yumuşak söz söyleyin, belki öğüt dinler veya korkar
Taha 45
(Kuran) Musa ve kardeşi: "Rabbimiz! Onun bize kötülük etmesinden veya azgınlığının artmasından korkarız" dediler
Taha 49
(Kuran) Firavun: "Musa! Rabbiniz kimdir?" dedi
Taha 5
(Kuran) Rahman arşa hükmetmektedir
Taha 50
(Kuran) Musa: "Rabbimiz, her şeye ayrı bir özellik veren, sonra doğru yola eriştirendir" dedi
Taha 51
(Kuran) Firavun: "Öyleyse önceki nesillerin durumu ne oluyor?" dedi
Taha 54
(Kuran) İster yiyin, ister hayvanlarınızı otlatın, onlarda akıl sahipleri için şüphesiz dersler vardır. *
Taha 55
(Kuran) Sizi yerden yarattık, oraya döndüreceğiz, sizi tekrar oradan çıkaracağız
Taha 59
(Kuran) Musa: "Buluşma zamanımız sizin bayram gününüzde, insanların toplandığı kuşluk vaktidir" dedi
Taha 6
(Kuran) Göklerde ve yerde, her ikisi arasında ve toprağın altında bulunanlar O'nundur
Taha 60
(Kuran) Firavun döndü, tuzaklarını toplayıp o gün geldi
Taha 61
(Kuran) Musa onlara: "Size yazıklar olsun! Allah'a karşı yalan uydurmayın, yoksa sizi azabla yok eder. Allah'a iftira eden hüsrana uğrar" dedi
Taha 62
(Kuran) Sihirbazlar işi aralarında tartıştılar ve konuşmalarını gizli tuttular
Taha 65
(Kuran) Ey Musa! Marifetini ya sen ortaya koy, ya da önce biz koyalım dediler
Taha 66
(Kuran) Musa: "Siz koyun" dedi. Hemen, değnekleri ve ipleri, sihirleri yüzünden, Musa'ya sanki yürüyorlarmış gibi geldi
Taha 67
(Kuran) Bu yüzden Musa içinde bir korku hissetti
Taha 68
(Kuran) Korkma, sen muhakkak daha üstünsün dedik
Taha 69
(Kuran) Sağ elindekini at da onların yaptıklarını yutsun, yaptıkları sadece sihirbaz düzenidir. Sihirbaz nereden gelirse gelsin başarı kazanamaz
Taha 7
(Kuran) Sen sözü istersen açığa vur, şüphesiz O gizliyi de, gizlinin gizlisini de bilir
Taha 70
(Kuran) Sonunda sihirbazlar: " Biz Musa ve Harun'un Rabbine inandık" deyip secdeye kapandılar
Taha 71
(Kuran) Firavun "Ben size izin vermeden mi O'na inandınız? Doğrusu size sihri öğreten, büyüğünüz odur. And olsun ki, ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim, sizi hurma kütüklerine asacağım. Hangimizin azabının daha çetin ve daha devamlı olduğunu bileceksiniz" dedi
Taha 74
(Kuran) Rabbine suçlu olarak gelen bilsin ki, cehennem onun içindir. Orada ne ölür, ne yaşar
Taha 77
(Kuran) And olsun ki Musa'ya: "Kullarımı geceleyin yürüt, denizde onlara kuru bir yol aç, batmaktan ve düşmanların yetişmesinden korkma, endişe etme" diye vahyettik
Taha 78
(Kuran) Firavun, ordusuyla onları takip etti, deniz de onları içine alıverdi, hem de ne alış!
Taha 79
(Kuran) Firavun, milletini saptırdı, onlara doğru yolu göstermedi
Taha 8
(Kuran) Allah'tan başka tanrı yoktur, en güzel isimler O'nundur
Taha 80
(Kuran) Ey İsrailoğulları! Sizleri düşmanınızdan kurtardık, Tur'un sağ yanını size vadettik ve üzerinize kudret helvasıyla bıldırcın indirdik
Taha 81
(Kuran) Size verdiğimiz rızıkların temizlerinden yiyin, bunda aşırı gitmeyin ki gazabımı haketmeyesiniz. Gazabımı hakeden kimse muhakkak mahvolur
Taha 82
(Kuran) Doğrusu Ben, tevbe edeni, inanıp yararlı iş işleyerek doğru yola gireni bağışlarım
Taha 83
(Kuran) Musa! Seni milletinden daha çabuk gelmeye sevkeden nedir? dedik
Taha 84
(Kuran) Musa: "Onlar ardımdadır, Rabbim! Hoşnut olman için Sana acele geldim" dedi
Taha 85
(Kuran) Allah: "Doğrusu Biz, senden sonra milletini sınadık; Samiri onları saptırdı" dedi
Taha 86
(Kuran) Musa, milletine kızgın ve üzgün olarak döndü. "Ey milletim! Rabbiniz size güzel bir vaadde bulunmadı mı? Uzun bir zaman mı geçti, yoksa Rabbinizin gazabına mı uğramak istediniz de bana verdiğiniz sözden caydınız?" dedi
Taha 87
(Kuran) Onlar: "Sana verdiğimiz sözden kendi başımıza caymadık. O milletin ziynet eşyasından bize yükler dolusu taşıtıldı. Biz onları ateşe attık, aynı şekilde Samiri de attı" dediler
Taha 88
(Kuran) Bunun üzerine Samiri onlara böğüren bir buzağı heykeli ortaya koydu. O ve adamları: "Bu sizin de Musa'nın da tanrısıdır, ama o unuttu" dediler
Taha 89
(Kuran) Görmüyorlar mıydı ki, o heykel onlara ne söz söyleyebilir, ne zarar ve ne de fayda verebilirdi? *
Taha 9
(Kuran) Musa'nın başından geçen olay sana geldi mi?
Taha 90
(Kuran) And olsun ki, Harun da onlara önceden: " Ey milletim! Siz bu buzağı ile sınanıyorsunuz. Sizin gerçek Rabbiniz Rahman'dır. Bana uyun, emrime itaat edin" demişti
Taha 91
(Kuran) Musa bize dönene kadar buna sarılmaktan vazgeçmeyeceğiz demişlerdi
Taha 94
(Kuran) Harun: "Ey Annemoğlu! Saçımdan sakalımdan tutma; doğrusu İsrailoğulları arasına ayrılık koydun, sözüme bakmadın demenden korktum" dedi
Taha 95
(Kuran) Musa: "Ey Samiri! Ya senin yaptığın nedir?" dedi
Taha 96
(Kuran) Samiri: "Onların görmedikleri bir şey gördüm ve o sana gelen elçinin bastığı yerden bir avuç avuçladım. Bunu ziynet eşyasının eritildiği potaya attım. Nefsim böyle yaptırdı" dedi
Taha 97
(Kuran) Musa: "Defol! Doğrusu artık hayatta, "Bana dokunmayın!" demenden başka yapacağın yoktur. Senin için asla kaçamayacağın bir ceza daha vardır. Durup üzerinde titrediğin tanrına bak, onu yakacağız, sonra denize dökeceğiz" dedi
Taha 98
(Kuran) Sizin Tanrınız, ancak, O'ndan başka tanrı olmayan Allah'tır. İlmi her şeyi içine almıştır
TÂHÂ SURESİ
(Osmanlı Dönemi) Kur'an-ı Kerim'in 20. suresidir. Mekkîdir
İngilizce - İngilizce
The African rufous-necked weaver bird (Hyphantornis texor)
Taha Hussein
or Taha Husayn born Nov. 14, 1889, Maghghah, Egypt died Oct. 28, 1973, Cairo Egyptian writer. Though blinded by an illness at age two, he became a professor of Arabic literature at the secular University of Cairo, where his bold views often enraged Islamic religious conservatives. An outstanding figure of the modernist movement in Egyptian literature, he wrote novels, stories, criticism, and social and political essays. Outside Egypt he is best known for his autobiography, the two-part Al-Ayyam, published in English as An Egyptian Childhood (1932) and The Stream of Days (1943), which was the first modern Arab literary work to be acclaimed in the West