Onu asla yapmayacağıma yemin ettim.
- I swore I'd never do that.
Kimseye söylemeyeceğime yemin ettim.
- I swore I'd never tell anyone.
Küfür etmek ağrıyı hafifletir.
- Swearing relieves the pain.
Beş yabancı dil biliyor ama küfür etmek istediği zaman kendi ana dilinde konuşuyor.
- She knows five languages, but when she wants to swear, she does so in her maternal language.
Beş yabancı dil biliyor ama yemin etmek istediği zaman kendi ana dilinde konuşuyor.
- She knows five languages, but when she wants to swear, she does so in her maternal language.
Tom her ne zaman küfür etse, genellikle Fransızcamı bağışlayın diyor.
- Tom usually says Pardon my French whenever he swears.
Bir dilde öğrendiğin ilk şey küfürlerdir.
- The first thing you learn in a language are swear words.
Elin İncilin üzerinde yemin etmelisin.
- You must swear with your hand on the Bible.
Tom bana kimseye söylemeyeceğime dair yemin ettirdi.
- Tom made me swear that I wouldn't tell anyone.