Lucy ışık anahtarını açtı.
- Lucy turned on the light switch.
Karanlıkta el yordamıyla ışık anahtarını arıyordu.
- He was feeling for the light switch in the dark.
Benimle yer değiştirmek istemiyor musun?
- You don't want to switch places with me?
Koltukları değiştirmek ister misiniz?
- Do you want to switch seats?
Belki biz meslekleri değiştirmeliyiz.
- Maybe we should switch jobs.
Koltukları değiştirmek ister misin?
- Would you like to switch seats?
Tom İngilizceye geçti.
- Tom switched to English.
Genellikle bir konser öncesinde seyirciden ya telefonlarını kapatmalarını ya da sessiz moda geçmelerini isteyen bir duyuru vardır.
- Usually before a concert there is an announcement asking the audience to either turn off their phones or switch them to manner mode.
Fabrikalar kömürden temiz bir yakıta geçmek için teşvik edilmiştir.
- Factories have been urged to switch from coal to a cleaner fuel.
Tom ana şalteri kapattı.
- Tom has turned off the master switch.
Koltukları değiştirmek ister misin?
- Would you like to switch seats?
Benimle yerleri değiştirir misin?
- Will you switch seats with me?
Bu makinenin birçok anahtar ve düğmeleri vardır.
- This machine has a lot of switches and buttons.
Benimle yer değiştirmek istemiyor musun?
- You don't want to switch places with me?
Switch the light on.