Interlingua'nın tatlılığı benim şiirsel vizyonum için daha uygundur.
- The sweetness of Interlingua was more suited to my poetic vision.
O, tatlı olan herhangi bir şeyden hoşlanır.
- He likes anything sweet.
Tatlı bir şey istiyorum.
- I want something sweet.
Şekerlemeye dayanamaz.
- He can't resist sweets.
Kız kardeşim şekerlemeleri sever.
- My sister likes sweets.
Niçin ağlıyorsun, tatlım?
- What are you crying about, sweetheart?
Yorgun musun, tatlım?
- Are you tired, sweetie?
Siz gerçekten sevimlisiniz.
- You guys are really sweet.
İyi geceler ve tatlı rüyalar.
- Good night and sweet dreams.
Tatlı bir şey istiyorum.
- I want something sweet.
Aşkın verdiği acı herhangi bir zevkten daha tatlıdır.
- The pain caused by love is much sweeter than any pleasure.
Tatlı şeyler ve kitaplardan zevk alırım.
- I appreciate sweet things and books.
Ben canım sevgilimi ararım.
- I call my sweetheart darling.
Lise sevgilimle evlendim.
- I married my high school sweetheart.
O güzel değildi ama onun büyük, nazik kahverengi gözleri ve tatlı bir gülümsemesi vardı.
- She wasn't beautiful, but she had big, kind brown eyes and a sweet smile.
Leyla nazik, tatlı ve sevecendi.
- Layla was kind, sweet, and caring.
Çok şekerleme yediğim için şişmanlıyorum.
- I am getting fat because I eat a lot of sweets.
O, şekerlemeyi azalttı.
- He had cut down on sweets.
Alice hoş kokulu bir parfüm kullanıyor.
- Alice is wearing a sweet-smelling perfume.
Tom Mary'ye doğum günü için bir kutu çikolata ve uzun saplı bir gül verdi O gerçekten hoş.
- Tom gave Mary a box of chocolates and one long-stemmed rose for her birthday. That's really sweet.
O kokteyl tatlı ve içmesi kolay.
- That cocktail is sweet and easy to drink.
Bahçedeki çiçekler güzel kokuyor.
- The flowers in the garden smell sweet.
O çiçek güzel kokuyor.
- That flower smells sweet.
Ben genellikle tatlı şeyleri sevmiyorum ama senin kurabiyelerinden birini deneyeceğim.
- I usually don't like sweet things, but I will try one of your cookies.
O, tatlı şeyleri sevmiyor.
- He doesn't care for sweet things.
Yediğim tatlılar lezzetliydi!
- The sweets I ate were delicious!
Bu çikolata çok tatlı ve lezzetli.
- This chocolate is very sweet and delicious.
Şişman kız çok şekerli bir sürü şekerleme yiyor.
- The fat girl is eating too much sweets with lots of sugar.
O, senin şekerliğindi.
- That was sweet of you.
Çünkü sen tatlı ve güzel bir kızsın.
- Because you're a sweet and lovely girl.
Bu çiçek güzel kokuyor.
- This flower smells sweet.
Ruth's overwhelming sweetness made Robert forget about his hopelessly low school grades.
Mailing lists are not all sweetness and light, though. Joining a mailing list is a little complex.
sweet water.
Can we see the sweet menu, please?.
The new Lexus was a sweet birthday gift.