Tom'u öldürdüğünden şüphelenilen adam polis tarafından tutuklandı.
- The man suspected of murdering Tom has been arrested by the police.
Türk savaş gemileri yasadışı göçmenleri taşıdığından şüphelenilen bir Yunan teknesini durdurdu.
- Turkish warships intercepted a Greek boat which was suspected to carry illegal immigrants
Çalmayla ilgili olarak benden şüphelenmiş olmalılar.
- They must have suspected me of stealing.
Herkes onun rüşvet aldığından şüphelendi.
- Everybody suspected him of taking a bribe.
Tom'un Mary'nin yalan söylediğinden şüphelenmek için bir nedeni yoktu.
- Tom had no reason to suspect that Mary was lying.
Tom'dan şüphelenmek için herhangi başka nedenlerin var mı?
- Do you have any other reasons to suspect Tom?
Polis, soygun olayı ile ilişkili olarak bir şüpheliyi tutukladı.
- The police arrested a suspect in connection with the robbery.
Silahta kalan parmak izleri şüphelininki ile uyuşuyor.
- The fingerprints left on the weapon match the suspect's.
Söylendiğine göre sanık bilgisayarları çalmış.
- The suspect reportedly stole computers.
Zanlı, kapalı devre televizyon sistemine kaydedildikten sonra hızla tespit edildi.
- The suspect was identified quickly after being recorded on closed-circuit television.
Öfkeli kalabalık polis minibüsünün etrafını sarıp içindeki pedofili zanlısına hakaretler yağdırdı.
- The angry crowd clambered around the police van shouting insults at the suspected paedophile inside it.
Çalmayla ilgili olarak benden şüphelenmiş olmalılar.
- They must have suspected me of stealing.
Niçin benden şüphelenmen gerekiyor?
- Why should you suspect me?
Tom'un onu önümüzdeki hafta yapacağından kuşkuluyum.
- I suspect Tom will do that next week.
Ondan hoşlanmayacağından kuşkuluyum.
- I suspect that you won't like it.
Bring in the suspected vandal.
I suspect him of lying.
The figures in these accounts look suspect — I think someone has been cooking the books.
... officers could stop folks because they suspected maybe they looked like they might be undocumented ...