Onlar yukarıdaki katta yaşıyor.
- They live on the floor above.
Yukarıda bahsedilen posta öğesi usulüne uygun şekilde teslim edilmiştir.
- The above-mentioned mail item has been duly delivered.
Yukarıdaki bulutlar hızlı ilerledi.
- The clouds above moved fast.
Onlar yukarıdaki katta yaşıyor.
- They live on the floor above.
Bir buzdağının su altındaki parçası su üstündeki parçasından çok daha büyüktür.
- The part of an iceberg under the water is much larger than that above the water.
Beş rubleden fazla ödeme yapmayınız.
- Don't go above five rubles.
Bu kitabı her şeyden fazla seviyorum.
- I love this book above all.
O, onura her şeyden daha çok değer verir.
- He values honor above anything else.
Yukarıda verilen örneğe bak.
- See the example given above.
O kesinlikle kırkın yukarısındadır.
- She is certainly above forty.
Her şeyden önce, sabırlı olun.
- Above all, be patient.
Her şeyden önce sağlıklı olmak istiyorum.
- Above all, I want to be healthy.
Patron, yazıhanenin üzerindeki balkonda işçileri gözleyerek gezindi.
- The boss strolled around the balcony above the office, observing the workers.
Biz ağaçların üzerindeki kuleyi görebiliyoruz.
- We can see the tower above the trees.