Tom bir tebessümü bastırdı.
- Tom suppressed a smile.
Tom öfkesini bastırdı.
- Tom suppressed his anger.
Kan şekeri bozukluğu düşük seviyede olan kişiler onların duygularını bastırmak için güçten yoksun olmaları nedeniyle kolayca korkarlar ve öfkelenirler.
- People suffering from low level of blood sugar disorder, because they lack the power to suppress their emotions, get easily frightened and angry.
Ayaklanmayı bastırmak uzun sürecek.
- It will take a long time to suppress the revolt.
Onun, duygularını bastırması çok zordu.
- It was very hard for her to suppress her emotions.
Tom bir gülümsemeyi bastırmaya çalışıyor.
- Tom is trying to suppress a smile.
Tom öfkesini bastıramadı.
- Tom couldn't suppress his anger.
Ayaklanmayı bastırmak uzun sürecek.
- It will take a long time to suppress the revolt.
The government suppressed the findings of their research about the true state of the economy.
... and suppressed it, but implemented all the features, all the libraries locally so that ...
... we've seen Iranians who've attempted to exercise their universal rights, um, be suppressed, ...