Söylendiğine göre küçükken ben şeftaliden başka bir şey yememişim.
- When I was little, I supposedly ate nothing but peaches.
Söylendiğine göre Japonya'da evcil hayvan olarak bir penguen besleyen insanlar var.
- Supposedly there are people in Japan who keep a penguin as a pet.
Sözde bir durgunluk içinde olmamıza rağmen bu Altın Hafta tatilinde rekor sayıda insan yurt dışında seyahat ediyor.
- Even though we're supposedly in a recession, people are traveling abroad in record numbers this Golden Week holiday.
Mary sözde iş için Boston'daydı ama Tom onu dün gece New York'ta gördüğünü iddia etti.
- Mary was supposedly on business in Boston, but Tom claimed to have seen her in New York last night.
According to your testimony, you were supposively at home watching TV when the murder occurred.