Bu TV 1080p'yi destekler.
- This TV supports 1080p.
Demokrat Partiyi destekler.
- She supports the Democratic Party.
Bu projeyi desteklemek istemene sevindim.
- I'm glad that you want to support this project.
Senin görevin aileni desteklemektir.
- Your duty is to support your family.
Birçok lider uzlaşmayı destekledi.
- Many leaders supported the compromise.
Onu desteklediğime inandırdım.
- I made believe that I supported him.
Henry kendini geçindirmek için yeterince yaşlıdır.
- Henry is old enough to support himself.
O, büyük ailesini geçindirmek için sıkı çalışıyor.
- He works hard to support his large family.
Size sadece destek olmak istiyorum.
- I just want to support you.
Tom sana destek olmak için burada.
- Tom is here to support you.
Annesine ve kız kardeşine bakmak zorunda.
- He has to support his mother and his sister.
Ailesine bakmak için çok çalıştı.
- He worked hard in order to support his family.
Planı desteklemek için bir konuşma yaptı.
- He made a speech in support of the plan.
Bu veriler hipotezi desteklemektedir.
- This data supports the hypothesis.
Ona destek vermek bize düşer.
- It is incumbent on us to support him.
Bir aileyi asgari ücretle beslemek zordur.
- It's hard to support a family on minimum wage.
Benim tartışmayı destekleyecek adil bir miktar bilimsel veriyi sıralayacağım
- I will marshal a fair amount of scientific data to support my argument.
Birçok lider uzlaşmayı destekledi.
- Many leaders supported the compromise.
Tom yardım için teknik desteği aradı.
- Tom called tech support for help.
Bu kadar yardımcı olduğun için teşekkür ederim.
- Thank you for being so supportive.
Sebep bize destek sözü verir ancak her zaman sözünü tutmaz.
- Reason promises us its support, but it does not always keep its promise.
Bu işe başlamadan önce geçiminizi nasıl sağladınız?
- How did you support yourself before you got this job?
Sami'nin ailesi Leyla'nın geçimini sağladı.
- Sami's family supported Layla.
Tom kesinlikle bizim desteğimize sahip.
- Tom definitely has our support.
Tom o kabul ettiği sürece desteğini sürdürmeye kararlıydı.
- Tom was determined to continue his support for as long as it took.
Tom uyuduğu zaman sırtını dayamak için bir yastık kullanır.
- Tom uses a pillow to support his back when he sleeps.
Tom ailesine yardım etmek için yeterli para kazanmıyor.
- Tom doesn't make enough money to support his family.
Sebep bize destek sözü verir ancak her zaman sözünü tutmaz.
- Reason promises us its support, but it does not always keep its promise.
Erkek arkadaşı destekleyici değildi.
- Her boyfriend was not supportive.
Beni destekledikleri için arkadaşlarıma ve aileme teşekkür etmek istiyorum.
- I want to thank my friends and family for supporting me.
I don't make decisions, I just support those who do.
Don’t move that beam! It’s a support beam.
... So WebP supports not only lossless compression, but also ...
... a USB host, the OS also supports a ridiculous number of USB input devices as well, keyboards, ...