supplier; seller, merchant; person who hands out cards in a card game

listen to the pronunciation of supplier; seller, merchant; person who hands out cards in a card game
İngilizce - Türkçe

supplier; seller, merchant; person who hands out cards in a card game teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

dealer
satıcı

O araba satıcısı bu kullanılmış Toyota'nın iyi durumda olduğunu söylediğinde bana yanlış bilgi vermiş. - That car dealer gave me a bum steer when he told me this used Toyota was in good condition.

Tom'un eskiden uyuşturucu satıcıları ve katillerle takıldığını duydum. - I heard that Tom used to hang out with drug dealers and murderers.

dealer
dağıtıcı/satıcı
dealer
{i} (belirli bir şeyin) ticaretini yapan kimse, tüccar, satıcı: a dealer in old stamps eski pul satıcısı
dealer
(İnşaat) yetkili temsilcisi
dealer
{i} iskambil kâğıtlarını dağıtan
dealer
torbacı
dealer
(Ticaret) toptancı
dealer
(Ticaret) bayii
dealer
(Ticaret) alım satımcı
dealer
(Ticaret) alım satım yapan kişi
dealer
tüccar

Tüccar onun cehaletinden faydalandı ve resmi çok ucuz aldı. - The dealer took advantage of her ignorance and bought the picture very cheap.

Tom bir sanat tüccarı. - Tom is an art dealer.

dealer
kâğıtları dağıtan kimse
dealer
{i} borsada kendi hesabına işlem yapan kimse
dealer
{i} kâğıt dağıtan kimse
dealer
{i} krupiye

Tom eski bir krupiyedir. - Tom is a former casino dealer.

dealer
Dağıtıcı
İngilizce - İngilizce
{i} dealer
supplier; seller, merchant; person who hands out cards in a card game