Tüm polis arabaları kurşun geçirmez cam ile donatılmış.
- All the police cars were equipped with bulletproof glass.
Askerler silahlarla donatılmıştı.
- The soldiers were equipped with weapons.
O bir yolculuk için donanımlıydı.
- He was equipped for a trip.
Onu yapmak için donanımlı değilim.
- I'm not equipped to do that.
Gemi radarla donatılmamış.
- The ship is not equipped with radar.
Ofisimizi bilgisayarlarla donattık.
- We've equipped our office with computers.