Tom'un bir üstünlük kompleksi var.
- Tom has a superiority complex.
Onun bir üstünlük kompleksi vardır.
- He has a superiority complex.
Ben onun kendini beğenmesine alındım.
- I resented his superiority.
Onun bir büyüklük kompleksi var.
- He has a superiority complex.
Bu adam benim en ilk amirimdir.
- This man is my immediate superior.
Amirimden izin alacağım.
- I'll get permission from my superior.
Bu kumaş ona göre daha üstün.
- This cloth is superior to that.
Bu halı kalite olarak ondan üstündür.
- This carpet is superior to that one in quality.
Onun raporu benimkine göre üstündür.
- His paper is superior to mine.
Bu ürünler onlarınkinden daha üstün.
- These products are superior to theirs.
Sami kendini arkadaşlarından biraz üstün hissetti.
- Sami felt a little bit superior to his friends.
Bu kumaş ona göre daha üstün.
- This cloth is superior to that.
Bu ürünler onlarınkinden daha üstün.
- These products are superior to theirs.
Amirimden izin alacağım.
- I'll get permission from my superior.
Rebecca had always thought shorts were far superior to pants, as they didn't constantly make her legs itch.