He looked at her with bleary eyes.
- O, sulanmış gözleriyle ona baktı.
I've finished watering the flowers.
- Çiçekleri sulamayı bitirdim.
The flowers in the garden need watering.
- Bahçedeki çiçekler sulanmalı.
The plants need to be watered.
- Bitkilerin sulanması gerekiyor.
Friendship is a plant which must be often watered.
- Dostluk sık sık sulanması gereken bir bitkidir.
The gorgeous cake made my mouth water.
- Muhteşem kek ağzımı sulandırdı.
We need to water the flowers.
- Biz çiçekleri sulamalıyız.
They need to be able to irrigate without relying solely on rain.
- Onların yalnızca yağmura bağımlı olmaksızın toprağı sulayabilmeye ihtiyaçları var.