sulamak

listen to the pronunciation of sulamak
Türkçe - İngilizce
irrigate
water

The flowers don't look well. I'd like to water them. Is there a watering can? - Çiçekler iyi görünmüyor. Onları sulamak isterim. Bir su kabı var mı?

We have to water the flowers. - Çiçekleri sulamak zorundayız.

hydrate
douse
sprinkle
dowse
quench
to water (a plant, an animal); to irrigate (an area); to give water to (an animal)
slang to pay out, shell out (money)
to water; to irrigate
water su
sulama
irrigation

The aquifer provides water for irrigation. - Akifer, sulama suyu sağlar.

sula
{f} watering

I'm done watering the flowers. - Çiçekleri sulamayı bitirdim.

He was watering his garden with a hose. - O bahçesini bir hortum ile suladı.

sula
{f} watered

Tom watered the flowers. - Tom çiçekleri suladı.

The plants need to be watered. - Bitkilerin sulanması gerekiyor.

sula
{f} water

The gorgeous cake made my mouth water. - Muhteşem kek ağzımı sulandırdı.

Land and water make up the earth's surface. - Karalar ve sular Dünya'nın yüzeyini oluşturur.

sula
irrigate

They need to be able to irrigate without relying solely on rain. - Onların yalnızca yağmura bağımlı olmaksızın toprağı sulayabilmeye ihtiyaçları var.

bahçe sulamak
garden watering
sula
douse
çiçek sulamak
Water the flowers
çiçekleri sulamak
watering the flowers
arpa sulamak
water the barley
hortumla sulamak
hose
hortumla sulamak
to hose
sulama
watering; irrigation
İngilizce - İngilizce

sulamak teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

sula
type genus of the Sulidae
sula
A genus of sea birds including the booby and the common gannet
Türkçe - Türkçe
Ödemek, vermek, harcamak
Toprak, bitki vb.ne su vermek: "Babası çiçekleri suluyor ve öksürüyordu."- P. Safa
Su vermek
Para ödemek, vermek, harcamak
Hayvana su vermek, suvarmak
Sulama
saky
Sulama
(Osmanlı Dönemi) TESKIYE
Sulama
(Hukuk) İRVA
sulama
Arklar veya savaklar yardımı ile su akıtarak herhangi bir toprak bölgesini kuraklıktan kurtarma
sulama
Sulamak işi
sulamak