İngilizce - Türkçe
suitcase! teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- {i} bavul
Dün bavulumu bagaj odasına koydum ama şimdi kayıp gibi görünüyor.
-I put my suitcase in the baggage room yesterday, but now it seems to be missing.
O ağır bavulu kendiniz taşıyabilir misiniz?
-Can you manage to carry that heavy suitcase by yourself?
- valiz bavul
- valiz
Mary Tom'dan valizini taşımasını istedi.
-Mary asked Tom to carry her suitcase.
Tom'a sarıldıktan sonra, Mary valizini aldı ve gitti.
-After hugging Tom, Mary picked up her suitcase and left.
- {i} çanta
Çantanızda neyiniz olduğuna bir bakalım.
-Let's see what you've got in your suitcase.
Eri'nin çantası ağır gözükmesine rağmen, aslında oldukça hafiftir.
-Although Eri's suitcase looks heavy, it's actually very light.
İngilizce - İngilizce
suitcase! teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- To trade using samples in a suitcase
- a portable rectangular traveling bag for carrying clothes; "he carried his small bag onto the plane with him"
- A suitcase is a box or bag with a handle and a hard frame in which you carry your clothes when you are travelling. It did not take Andrew long to pack a suitcase
- Large (usually rectangular) piece of luggage used for carrying clothes, and sometimes suits, when travelling
- {i} rectangular traveling bag, valise