Ben aynı şeyi önermek üzereydim.
- I was about to suggest the same thing.
Tom'un katil olduğunu önermek için hiçbir kanıt yok.
- There's no evidence to suggest that Tom was the killer.
İstatistikler bu şehrin nüfusunun beş yıl içinde iki katına çıkacağını öne sürmektedir.
- Statistics suggest that the population of this town will double in five years.
Yeni bir çalışma 65'ten daha büyük hastaların hastane kayıtlarının çoğunlukla yanlış olduğunu ortaya atmaktadır, bu durum ciddi tedavi hatalarına yol açabilir.
- A new study suggests that hospital records for patients older than 65 are often incorrect, which may lead to serious treatment errors.
Son zamanlarda yapılan araştırmalar davanın bu olmadığını göstermektedir.
- Recent studies suggest that this is not the case.
Aksanı onun bir yabancı olduğunu göstermektedir.
- His accent suggests he is a foreigner.
Senin önerinle ilgili bazı sorunları işaret etmek istiyorum.
- I'd like to point out some problems regarding your suggestion.
Ben, öneriyi onaylıyorum.
- I approve the suggestion.
Hastalıklarla mücadele etmek için doktorlar ilaçlar öneriyor.
- Doctors suggest drugs to fight diseases.
Herhangi bir şikâyet veya önerilerinizi aşağıdaki e-posta adresine gönderin.
- Please send any complaints or suggestions to the following email address.
Önerin mantıklı görünüyor.
- Your suggestion seems reasonable.
Fikir verebilir miyim?
- May I make a suggestion?
Arkadaşım iyi bir fikir ileri sürdü.
- My friend put forward a good suggestion.
Tom benim teklifimi düşünmeyi bile reddetti.
- Tom refused to even consider my suggestion.
Tom teklifleri dinlemek için isteksiz görünüyor.
- Tom seems to be unwilling to listen to suggestions.
Tom'a bir tavsiyesi var mı diye sordum.
- I asked Tom if he had any suggestions.
O, doktorun tavsiyelerine uydu.
- She followed the doctor's suggestions.
Önerilere açık mısın?
- Are you open for suggestions?
Tom Mary'nin önerilerinin iyi olanlar olduğunu kabul etti.
- Tom agreed that Mary's suggestions were good ones.
I venture to suggest that the natural gas pipe lines should be laid minimum 2.5mt down the ground.
O müstehcen giysi giymişti.
- She wore suggestive clothing.
Müstehcen kıyafetler giymem.
- I don't wear suggestive clothing.
Are you suggesting that I killed my wife?.
The guidebook suggests that we visit the local cathedral, which is apparently beautiful.
The name hamburger suggests that hamburgers originated from Hamburg.
I’d like to suggest that we go out to lunch.
She crossed her legs and shot him a suggestive smile.
The painting is abstract, but the colors are suggestive of fruit or the Mediterranean.
... Let me suggest a couple of metaphors here ...
... I don't mean to suggest that's a weak response. ...