O şimdilik kâfi gelecektir.
- That will be enough for the time being.
Twitter yeterince iyi değil.
- Twitter is not good enough.
Hepimiz için yeterli yiyecek vardı.
- There was food enough for us all.
Yeterli param olsa,o hoş arabayı alırım.
- If I had enough money, I would buy that nice car.
Tom şehirde yaşamak için yeterli para kazanıyor mu?
- Does Tom earn enough money to live in the city?
Twitter yeterince iyi değil.
- Twitter is not good enough.
Sana yeterince teşekkür edemem.
- I can't thank you enough.
Sadece yeteri kadar kaynatılır.
- It is boiled just enough.
Onların yeteri kadar altını yoktu.
- They did not have enough gold.
Bu yiyecek yeterince besleyici değil.
- This food's not nourishing enough.
Bu herkesi beslemek için yeterli yiyecek değil.
- This isn't enough food to feed everyone.
Yetersiz beslenme, yeterli miktarda yiyecek almama anlamına gelen yaygın bir yanlış kavramadır.
- It is a common misconception that malnutrition means not getting enough food.
Burada yeterli miktara sahibiz.
- We've got enough here.