Aniden yağmur yağmaya başladı.
- Suddenly rain began to fall.
Aniden yağmur yağmaya başladı.
- Suddenly it began to rain.
Cümleler için bir pazar olsaydı, dil bilgisi spekülasyonlarımız birdenbire anlam bulurdu.
- If there existed a market for sentences, our grammatical speculations would suddenly make sense.
O birdenbire çok mutlu oldu.
- He was suddenly very happy.
Tom'un kalbi birdenbire daha hızlı atmaya başladı.
- Tom's heart suddenly began to beat faster.
Onun birden istifade etmiş olması, bizim için büyük sürpriz.
- To our great surprise, he suddenly resigned.
kedi ipin üzerinde kasılarak yürüyordu, ansızın evin içine koştu.
- The cat was strutting around the yard, when it suddenly ran into the house.
Köprü ansızın yıkıldı.
- The bridge suddenly gave way.
Birden bire kör olsan ne yaparsın?
- If you became blind suddenly, what would you do?
Tom birden bire çok meşgul oldu.
- Tom suddenly became very busy.
... A simple modified stone means a human can suddenly do ...
... for say twenty or thirty minutes suddenly an $800 on the TV ...