Aniden, annem şarkı söylemeye başladı.
- Suddenly, my mother started singing.
Aniden yağmur yağmaya başladı.
- Suddenly it began to rain.
Tom'un kalbi birdenbire daha hızlı atmaya başladı.
- Tom's heart suddenly began to beat faster.
O birdenbire çok mutlu oldu.
- He was suddenly very happy.
Dewey birdenbire bir kahraman oldu.
- Dewey was suddenly a hero.
Cümleler için bir pazar olsaydı, dil bilgisi spekülasyonlarımız birdenbire anlam bulurdu.
- If there existed a market for sentences, our grammatical speculations would suddenly make sense.
Köprü ansızın yıkıldı.
- The bridge suddenly gave way.
İki yıl önce kardeşimin ansızın ölmesinden beri, yengem onun kendisine bıraktığı küçük mücevher dükkanına gitmeye devam etti.
- Since my brother died suddenly two years ago, my sister-in-law has valiantly kept going the small jewellery store he left her.
Birden bire kör olsan ne yaparsın?
- If you became blind suddenly, what would you do?
Tom birden bire çok meşgul oldu.
- Tom suddenly became very busy.
... express suddenly emerging ...
... For reasons we may never know, our universe suddenly erupts. ...