Acil bir durumda, bu düğmeye basın.
- In case of an emergency, push this button.
Acil bir durumda, 110'u çevirin.
- In case of an emergency, dial 110.
Tom bir acil durum çağrısı aldı ve işi terk etmek zorunda kaldı.
- Tom got an emergency call and had to leave work.
Tom yolda acil durum duruşu yaptı.
- Tom made an emergency stop on the road.
Bu acil bir durumdur.
- This is an emergency.
Acil bir durumda, temsilcim ile temas kurun.
- In case of an emergency, get in touch with my agent.