such that no pawn of the same color is in an adjacent file teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- isolated
- izole
Köy sel tarafından izole edildi.
-The village was isolated by the flood.
Tom derin dağlarda izole bir köyde büyüdü.
-Tom grew up in an isolated village deep in the mountains.
- isolated
- tek başına kalmış
- isolated
- yalıtık
- isolated
- ayrık
- isolated
- birbaşına
- isolated
- {f} ayır
- isolated
- tek
- isolated
- {f} izole et
Onun antisosyal davranışları, onu izole etti.
-His antisocial behavior isolated him.
Biz sorunu izole ettik.
-We've isolated the problem.
- isolated
- Dışlanmış, soyutlanmış, bağlantılı olmayan, tecrit edilmiş
ör: isolated student, isolated disabled people.
- isolated
- {f} izole et: adj.izole edilm
- isolated
- {s} tenha
- isolated
- {f} ayır: adj.izole edilen
- isolated
- {s} ayrılmış
Hiçbir ulus diğerlerinden tamamen ayrılmış olamaz.
-No nation can exist completely isolated from others.
- isolated
- {s} soyutlanmış
Çin yüzlerce yıldır soyutlanmıştır.
-China was isolated for hundreds of years.
Tom arkadaş çevresinden gitgide soyutlanmıştı.
-Tom was increasingly isolated of his circle of friends.
- isolated
- {s} mahsur kalan
- isolated
- (Tıp) Ayrılmış, serbest hale getirilmiş
- isolated
- {s} ayrı
Hiçbir ulus diğerlerinden tamamen ayrılmış olamaz.
-No nation can exist completely isolated from others.
- isolated
- {s} yalnız, tek başına kalmış; tek
- isolated
- {s} ıssız
Tom'un ıssız bir taşra yolunda patlak bir lastiği var ve onu nasıl değiştireceği konusunda bir fikri yok.
-Tom got a flat tyre on an isolated country road and had no idea how to change it.
İlgili Terimler
such that no pawn of the same color is in an adjacent file teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- isolated