such as

listen to the pronunciation of such as
İngilizce - Türkçe
meselâ

Pek çok meyve ihraç ederler, mesela portakal, greyfurt ve limon. - They export a lot of fruit, such as oranges, grapefruits and lemons.

gibi

Newport gibi, deniz kenarındaki tatil köyleri yaz aylarında çok kalabalıktır. - Seaside resorts, such as Newport, are very crowded in summer.

İnsan su baskınları ve yangınlar gibi felaketlerden korkar. - Man fears disasters such as floods and fires.

örneğin

O, örneğin yılanlar gibi garip hayvanları seviyor. - He likes strange animals such as snakes, for example.

Tom ve Mary safariye gittiler ve örneğin aslanlar, zürafalar, zebralar ve su aygırları gibi birçok hayvanı gördüler. - Tom and Mary went on a safari and saw many animals, such as lions, giraffes, zebras, and hippopotamuses.

şöyle
for example
mesela

Mesela, bu bir kalem. - For example, this is a pen.

Hayvanları seviyorum, mesela kediler ver köpekleri. - I like animals, for example, cats and dogs.

for example
meselâ

Mesela, bu bir kalem. - For example, this is a pen.

Mesela, bu bir aşk şarkısı. - For example, this is a love song.

for example
örneğin

Profesyonel çevirmenler çoğunlukla sadece tek bir alanda uzmanlaşırlar, örneğin hukuk ve tıp. - Professional translators quite often specialize in just one field, for example law or medicine.

Modern Yunanca'da harfleri birleştirerek sesler oluşturabilirsiniz. Örneğin b sesi için μπ'yi, d sesi için ντ'yi, g sesi için γκ'yi ve c sesi için ise τζ'yi kullanabilirsiniz. - You can make sounds by combining letters in Modern Greek. For example you can use μπ to make the sound b, ντ to make the sound d, γκ to make the sound g and τζ to make the sound dj.

such a
böylesi

Şimdiye kadar böylesine güzel bir gün batımı gördün mü? - Have you ever seen such a beautiful sunset?

Asla böylesine güzel bir gün batımı görmedim. - Never have I seen such a beautiful sunset.

such a
bu denli

Bunun bu denli iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum. - I don't think this was such a good idea.

such as to
(Politika, Siyaset) nitelikte olmak
such a
böyle

Onun böyle güzel bir teklifi reddetmesine şaşırdım. - I am surprised that she refused such a good offer.

Böyle harika bir günbatımı hiç görmemiştim. - I've never seen such a wonderful sunset.

such a
öyle bir
İngilizce - İngilizce
like, of the kind mentioned

I was never in a country such as that.

for example

Waterbirds such as the duck or the gull are common in the area.

those who

Such as have already done their work may leave.

like, as an example of, like for example
of a kind specified or understood; "it's difficult to please such people"; "on such a night as this"; "animals such as lions and tigers"
such as

    Türkçe nasıl söylenir

    sʌç äz

    Eş anlamlılar

    for example, for instance, e.g., like

    Telaffuz

    /ˈsəʧ ˈaz/ /ˈsʌʧ ˈæz/

    Etimoloji

    [ 's&ch, 'sich ] (adjective.) before 12th century. Middle English, from Old English swilc; akin to Old High German sulIh such, Old English swA so, gelIk like; more at SO, LIKE.

    Videolar

    ... illnesses such as h_i_v_ ...
    ... within minutes visitors can go from a modern city typical cities such as these ...