such a degree

listen to the pronunciation of such a degree
İngilizce - Türkçe
Böyle bir derece
that
o
that
bağlaç ki
that
{z} (çoğ. those)
that
bu kadar

Ver onu. Sahip olduğunun hepsi bu kadar mı? - Hand it over. That's all you've got?

Lenny'nin nasıl çiğnemeden veya boğulmadan tam bir sosisli sandvici yutabildiğine bak? Bu nedenle üst idare onu bu kadar fazla sever. - See how Lenny can swallow an entire hot dog without chewing or choking? That's why upper management loves him so much.

that
(sıfat) öteki
that
Keşke

Keşke onunla gidebilseydim. - I regret that I couldn't go with her.

Keşke sigara içmeyi bıraksa. - I wish that she would stop smoking.

that
için

Şu gömlek için sadece on dolar ödedi. - He only paid ten dollars for that shirt.

Bu, bir kişi için küçük bir adımdır ama insanlık için dev bir sıçramadır. - That's one small step for man, one giant leap for mankind.

that
in that mademki
that
diye

Ailesinin dengeli bir diyet yaptığından emin. - She makes sure that her family eats a balanced diet.

Kilo alacağı korkusuyla diyet yapıyor. - She is on a diet for fear that she will put on weight.

that
-dığı
that
adl.şu
that
o kadar

Ekvatora yakın dar bir bölgede bulunan, tropik yağmur ormanları o kadar hızlı yok oluyorlar ki 2000 yılına kadar onların % 80 yok olabilir. - The tropical rainforests, located in a narrow region near the equator, are disappearing so fast that by the year 2000 eighty percent of them may be gone.

John o kadar telaşlıydı ki konuşmaya vakti yoktu. - John was in such a hurry that he had no time for talking.

that
ki o

O kadar iyi bir kitap ki onu üç kez okudum. - That was so good a book that I read it three times.

Babam o kadar yaşlıdır ki o çalışamaz. - My father is so old that he can't work.

that
öylesine

Erkek kardeşim okumaya öylesine dalmıştı ki odaya girdiğimde beni farketmedi. - My brother was so absorbed in reading that he did not notice me when I entered the room.

Hikayeye inanacak kadar öylesine aptal değildir. - He is not such a fool as to believe that story.

that
-diği(ni)
that
ki
that
-en
that
-diği
İngilizce - İngilizce
that
such a degree

    Heceleme

    such a de·gree

    Türkçe nasıl söylenir

    sʌç ı dîgri

    Telaffuz

    /ˈsəʧ ə dəˈgrē/ /ˈsʌʧ ə dɪˈɡriː/