subject, topic, main idea

listen to the pronunciation of subject, topic, main idea
İngilizce - Türkçe
Konu, ana konu fikir
theme
tema

Yabancılaşma yirminci yüzyıl edebiyatının ortak bir teması. - Alienation is a common theme of twentieth-century literature.

Biz tema parkında heyecan verici bir zaman geçirdik. - We had a thrilling time at the theme park.

theme
theme song bir dans orkestrasının kendisini belirtmek için kullandığı müzik parçası
theme
mevzu
theme
kök
theme
öğrenciye verilen yazı ödevi
theme
tem

Tema parkı geçen ay kapatıldı. - The theme park was closed down last month.

Onun tezi bir anlam ifade etmiyor. Öncelikle onun teması belirsiz. - His thesis doesn't make sense. To begin with, its theme is obscure.

theme
anakonu
theme
izdem
theme
izlek
theme
Bizans imparatorluğunda idari bölge
theme
{i} motif [müz.]
theme
{i} konu

Romanın konusu nedir? - What's the theme of the novel?

Ben daha önce bir blog tuttum. Gerçekten belirli bir konum yoktu; Sadece o gün olan herhangi bir şeyi blogladım. - I've kept a blog before. I didn't really have a set theme; I just blogged about whatever happened that day.

theme
(isim) tema, motif [müz.], içerik, melodi, konu, ödev, tanıtım müziği
theme
{i} ödev
theme
{i} tanıtım müziği
theme
{i} melodi
İngilizce - İngilizce
{i} theme
subject, topic, main idea