subject(p) teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- subject to
- tabi
Güçlü bir adam yolsuzluğa tabi olamaz.
- A man of strong will is not subject to corruption.
İthalat malları yüksek vergilere tabidir.
- Import goods are subject to high taxes.
- subject
- {i} tema
- subject to
- maruz kalan
İnsan embesil olmaya maruz kalan tek hayvandır.
- Man is the only animal subject to becoming an imbecile.
- subject
- tabi kılmak
- subject
- {i} husus
- subject
- {i} ders
İngilizce en sevdiğim ders oldu.
- English has become my favorite subject.
Lisede birçok konuda ders alıyoruz.
- We study many subjects in high school.
- subject
- {f} bağımlı kıl
- subject
- {i} konu olan şey
- subject
- {i} branş
Tarih onun ana branşı değil.
- History is not his major subject.
Esas branş olarak hangi konuyu seçtin?
- What subject do you major in?
- subject
- {i} sebep
- subject contrast
- (Nükleer Bilimler) parça (cisim) kontrastı
- subject to
- maruz bırakmak
- subject
- taba
- subject
- uğratmak
- subject
- hür olmayan
- subject
- {i} söz konusu
- subject
- şahıs
- subject
- {i} mevzu
- subject
- hürriyetsiz
- subject
- bağımlı kılmak
- subject as goal
- (Dilbilim) etkilenen özne
- subject bias
- (Pisikoloji, Ruhbilim) denek yanlılığı
- subject cataloging
- konu kataloglaması
- subject deletion
- (Dilbilim) özne silimi
- subject demotion
- (Dilbilim) düzey düşme
- subject fields
- (Ticaret) konu alanları
- subject focus
- (Bilgisayar) konu alanı
- subject headings
- konu başlıkları
- subject line
- (Bilgisayar) konu satırı
- subject matter
- (Kanun) mevzuu
- subject name
- (Bilgisayar) konu ad
- subject name
- (Bilgisayar) ilgili adı
- subject of
- uyruklu
- subject of activity
- faaliyet konusu
- subject of discussion
- bahis konusu
- subject of dispute
- (Kanun) anlaşmazlık konusu
- subject of homework
- ödev konusu
- subject of the case
- (Kanun) davanın konusu
- subject of the tax
- (Ticaret) vergi konusu
- subject phone
- (Bilgisayar) konu telefonu
- subject prefix
- (Bilgisayar) konu öneki
- subject race
- (Kanun) tabi ırk
- subject to
- bağlı olarak
- subject to
- buyruğu altına almak
- subject to
- karşı karşıya getirmek
- subject to
- koşulu ile
- subject to
- bağlı olmak
- subject to
- ile karşı karşıya kalma
- subject to acceptance
- (Sigorta) kabule tabi
- subject to being open
- açık olması koşuluyla
- subject to customs
- (Ticaret) gümrüklü
- subject to duty
- (Ticaret) gümrüğe tabi
- subject to law
- kanuna tabi olmak
- subject to licence
- (Ticaret) lisansa tabidir
- subject to load
- yüklemeye tabi
- subject usage
- (Bilgisayar) konu kullanımı
- subject variable
- (Dilbilim) konu değişkeni
- subject
- {i} fail
- subject
- bağlı
- subject
- olası
- subject
- konu
Ben konunun inceliklerini kavrayamam.
- I cannot appreciate the subtleties of the subject.
Konuyu değiştirmeye çalıştım.
- I tried to change the subject.
- subject
- tabi
Her şey doğanın kurallarına tabidir.
- Everything is subject to the laws of nature.
Plan onun onayına tabidir.
- The plan is subject to his approval.
- subject
- özne
Bir cümlenin genellikle öznesi ve yüklemi vardır.
- A sentence normally has a subject and a verb.
Onun yazısı çok özneldir.
- His writing is very subjective.
- subject
- denek
- subject
- bende
- subject
- muhtemel
- subject
- meyilli
- subject
- kul
- subject
- bağımlı
- subject
- (to ile) tabi tutmak
- subject matter
- konu
Ezbere öğrenme sınavları geçmenizde fayda sağlayabilir ama konuyu gerçekten anlayacağınızın teminatı değildir.
- Rote learning might help you to pass exams, but it's no guarantee that you'll really understand the subject matter.
- subject matter
- mesele
- subject to
- s_h.karşı karşıya getir+e.bağlı ol
- subject area
- konu alanı
- subject country
- konu ülke
- subject guide
- konu kılavuzu
- subject matter expert
- (Teknoloji) İhtisas uzmanı, özel bir alanda uzman olan kişi
- subject of interest
- ilgi alanı
- subject pronoun
- özne zamirleri
- subject specialist
- Konu uzmanı
- subject to
- maruz kalmak
- subject to
- -e bağlı, -e tabi, ... ile karşı karşıya olan, -e maruz kalan
- subject to all regulations
- tüm düzenlemelere tabi
- subject to marginalization
- marjinalleşmeye tabi
- subject to mobilization
- seferberlik tabi
- subject to positive verification
- pozitif doğrulama tabi
- subject to prior sale
- önceden satışa konu
- subject to public supervision
- kamu denetime tabi
- subject to the
- tabi
- subject, topic, main idea
- Konu, ana konu fikir
- subject
- (Tıp) Tedavi altına alınan şahıs veya hayvan
- subject
- {f} (birini) (olumsuz bir şeye) maruz bırakmak: Don't subject yourself to this. Kendini buna maruz bırakma
- subject
- konu özne
- subject
- öz
- subject
- {f} etmek
- subject
- (Tıp) Tıp talebelerinin disseksiyon için kulandıkları ceset
- subject
- {f} maruz bırakmak
- subject
- itaat ettirmek
- subject
- {f} çektirmek
- subject
- {f} (birine) (olumsuz bir şey)
- subject
- {f} mecbur etmek
- subject
- {s} maruz
Jack çamı kozalakları, örneğin, büyük bir ısıya maruz kalıncaya kadar tohumlarını bırakmak için kolayca açılmazlar.
- The cones of the jack pine, for example, do not readily open to release their seeds until they have been subjected to great heat.
Ağır eleştiriye maruz kaldı.
- He was subjected to severe criticism.
- subject
- {i} uyruk
- subject
- {i} (hükümdarlığa tabi olan) vatandaş: a British subject Britanya vatandaşı
- subject
- mahkum etmek mecbur tutmak
- subject
- uyruk/özne/konu
- subject
- {s} çeken
- subject
- {f} boyun eğdirmek
- subject
- {s} eğilimi olan
- subject
- {s} karşı karşıya olan
- subject
- subject bağımlı kıl
- subject
- {i} hastalığa eğilimi olan kimse
- subject
- {i} kadavra
- subject
- subject to maruz kılmak
- subject
- özne,v.bağımlı kıl: n.konu
- subject
- arz etmek
- subject
- {i} kobay
- subject
- tesiri altında bırakmak
- subject
- {i} okul, lise veya üniversitede belirli bir
- subject
- {i} vatandaş
Kral, vatandaşları üzerinde hüküm sürer.
- The king rules over his subjects.
- subject heading
- konu başlığı
- subject identification code
- (Askeri) konu tanıma kodu
- subject matter
- ana fikir
- subject matter
- mevzu
- subject matter
- dava konusu
- subject matter expert
- (Askeri) ilgili konu uzmanı
- subject schedule
- (Askeri) KONU PLANI: Belirli bir konuda eğitim için hazırlanan teferruatlı talimat
- subject to
- karşı karşıya olan
- subject to
- bağlı
Biz Japonya anayasasına bağlıyız.
- We are subject to the Constitution of Japan.
- subject to
- çeken
- subject to
- eğilimi olan
- subject to
- meyilli
- subject to approval
- (Sigorta) onaya tabi
- subject to approval
- onaya bağlı
- subject to discount
- indirime tabi olan
- subject to discount
- indirime konu olan
- subject to elimination
- elemeye tabi
- subject to frost attack
- don tesirine dayanıksız
- subject to review
- ileride değiştirme şartıyla
- subject to review
- (Ticaret) incelenmek koşuluyla
- subject to the conditions
- (Avrupa Birliği) öngörülen koşullara bağlı olarak
- subject to your consent
- senin rızana bağlı
- be subject to
- tabi olmak
- compulsory subject
- zorunlu ders
- optional subject
- seçmeli ders
- required subject
- zorunlu ders
- be subject to
- bağımlı olmak
- be subject to
- bağlı olmak
- choose a subject
- konu seçmek
- comment subject
- (Bilgisayar) açıklama konusu
- cover a topic/subject
- (Eğitim) konu anlatmak
- cover a topic/subject
- (Eğitim) ders anlatmak
- discuss a subject
- konu işlemek
- edit subject
- (Bilgisayar) konuyu düzenle
- find out the subject
- konuyu öğrenmek
- national subject
- (Politika, Siyaset) yurttaş
- national subject
- (Politika, Siyaset) tebaa
- national subject
- (Politika, Siyaset) vatandaş
- research subject
- araştırma konusu
- wander off the subject
- konudan sapmak
- liege subject
- kölelik konusu
- short subject
- kısa konu