Dilleri incelemek inanılmazdır.
- Studying languages is incredible.
Yıldızları incelemek için bir gözlemevi yaptı.
- He built an observatory to study the stars.
Yarın on saat çalışmak zorunda kalacağım.
- I'll have to study ten hours tomorrow.
Şimdi çalışmalıyım ama Tatoeba'da kalmayı tercih ediyorum.
- I should study now, but I prefer staying on Tatoeba.
Dışarıdaki gürültü sinirime dokunduğu için canım çalışmak istemedi.
- I didn't feel like studying because the noise outside was getting on my nerves.
Arapça çalışmak istiyorum.
- I would like to study Arabic.
1937'de bir kamu oyu araştırması yapıldı.
- A public opinion study was made in 1937.
Araştırma turuna katıldım.
- I joined the study tour.
Cambridge Üniversitesi'nde öğrenim zorluğu çok yüksek olmasına rağmen, çok sayıda öğrencinin hâlâ dışarı çıkmak ve eğlenmek için zamanı var.
- Although the pressure of studying at the University of Cambridge is very high, many students still have time to go out and have fun.
Öğrenim yapmak gerçekten kolay bir şey değildir.
- Studying really isn't something easy.
Bilimin gerçek tanımı, dünyanın güzelliğini araştırmaktır.
- The real definition of science is that it's the study of the beauty of the world.
Profesör Kay kırk yıldır böcekleri araştırmaktadır.
- Professor Kay has been studying insects for forty years.
Yabancı bir dil öğrenmek zordur.
- Studying a foreign language is hard.
İngilizce öğrenmek için Amerika'ya gitti.
- He went to America to study English.
Onun çalışma odası parka bakıyor.
- His study faces the park.
Yazar çalışma odasında kendini öldürdü.
- The author killed himself in his study.
Çok çalışmalısın ve çok şey öğrenmelisin.
- You must study hard and learn many things.
O, müzik öğrenmek için İtalya'ya gitti.
- He went to Italy in order to study music.
Neden yurtdışında öğrenim görmek istiyorsunuz?
- Why do you want to study abroad?
Öğrenim görmek için İngilizce konuşan bir ülkeye gidemiyorsanız, belki İngilizce öğrenmenize yardım edebilecek yakında yaşayan ana dili İngilizce olan birini bulabilirsiniz.
- If you can't go to an English-speaking country to study, perhaps you can find an English native speaker living nearby that can help you learn English.
Biz Japon tarihini incelemek için müzeye gittik.
- We went to the museum to study Japanese history.
Diğer galaksilerde hayat olsa bile, insanın onları incelemek için ışık hızında seyahat etmesi imkansızdır.
- Even if there is life in other galaxies, it is impossible for man to travel at the speed of light to study them.
Biz aynı sınıfta İngilizce öğrenimi görmekteyiz.
- We study English in the same class.
Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemek zorundayım.
- Before going to study in Paris, I have to brush up on my French.
Ama sonra o Londra'da dilleri çalışan bir öğrenci olan Jane Wilde'a aşık oldu.
- But then he fell in love with Jane Wilde, a student studying languages in London.
Yurtdışında okumaya karar verdim.
- I made a decision to study abroad.
Yurtdışında okuma kararım ebeveynlerimi şaşırttı.
- My decision to study abroad surprised my parents.
Çalışma yapmak için çok yorgunum.
- I'm too tired to do study.
Neden yurtdışında okumak istiyorsunuz?
- Why do you want to study abroad?
Üniversitede ne okumak istiyorsun?
- What do you want to study at college?
Diğer galaksilerde hayat olsa bile, insanın onları incelemek için ışık hızında seyahat etmesi imkansızdır.
- Even if there is life in other galaxies, it is impossible for man to travel at the speed of light to study them.
Bir portre yapmaya hazırlanırken, arkadaşlarım konuyu yakından incelemek için bir sürü fotoğraf çeker.
- In preparation for painting a portrait, my friend takes many photographs in order to study the subject closely.
Biraz daha çok çalışmayı denemeni tavsiye ediyorum.
- I recommend you try studying a bit harder.
Kütüphanede çalışmayı denemek isteyebilirsin.
- You might want to try studying in the library.
Öğretmenin konuşması, Mary'nin daha sıkı çalışması için gayrete getirir.
- The teacher's talk stimulates Mary to study harder.
Biologists study living things.
I need to study my biology notes.
The study of languages is fascinating.
Thenne the kyng sat in a study and bad his men fetche his hors as faste as euer they myghte.
I study medicine at the university.
He studied the map in preparation for the hike.
I made a careful study of his sister.
My study was to avoid disturbing her.
... the study of human practice urology under conditions a scarcity ...
... the study of populations of humans and non-human species that includes viruses like influenza, ...