Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

student who has earned 90 or more semester hours

listen to the pronunciation of student who has earned 90 or more semester hours
İngilizce - Türkçe

student who has earned 90 or more semester hours teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

senior
{i} üst

İngilizce ve matematik üst düzey liselerde çok yapılır. - English and mathematics are made much of in senior high schools.

Tom üst düzey bir yöneticidir. - Tom is a senior executive.

senior
{s} yaşça büyük
senior
yaşça daha büyük
senior
(Ticaret) emektar

Tabii, birçok emektar vatandaş emeklilikten memnundur. - Of course, many senior citizens are happy with retirement.

senior
{i} büyük
senior
kıdemlilik
senior
daha yaşlı olan kişi
senior
son sınıfa ilişkin
senior
kıdemli kişi
senior
{s} yaşlı

Biletler yetişkinler için 5 dolar ve yaşlılarla çocuklar için 2 dolardır. - Tickets are $5 for adults, and $2 for senior citizens and children.

Yaşlı birine yerini verdi. - She gave her seat to a senior citizen.

senior
{s} son sınıfla ilgili
senior
(Askeri) KIDEMLİ ÜST: Hizmet süresi diğerlerinden fazla olan; sınıflandırmalarda esas olarak alınan tipe nazaran ileri derecede bulunan
senior
{i} baba
senior
{s} daha yaşlı
senior
{i} son sınıf öğrencisi

Tom lise son sınıf öğrencisi. - Tom is a high school senior.

Hyogo Üniversitesinde son sınıf öğrencisiyim. - I am a senior at Hyogo University.

senior
senior citizen yaşlı kimse
senior
senior high school
senior
{i} kıdemli kimse
İngilizce - İngilizce
senior
student who has earned 90 or more semester hours