stuck is the past tense and past participle of stick

listen to the pronunciation of stuck is the past tense and past participle of stick
İngilizce - Türkçe

stuck is the past tense and past participle of stick teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

stuck
şaşırıp kalmış
stuck
mahsur kalmak

Evde mahsur kalmaktan bıktım. - I'm sick of being stuck at home.

Bütün gün bir ofiste mahsur kalmak istemiyorum. - I don't want to be stuck in an office all day.

stuck
mahsur

Fırtınadan dolayı Boston'da burada mahsur kaldım. - I'm stuck here in Boston because of the storm.

Kar fırtınasından dolayı Tom Boston'da mahsur kaldı. - Because of the snow storm, Tom was stuck in Boston.

stuck
kımıldamaz
stuck
yapışmış

Boğazımda yapışmış bir balık kılçığı var. - I got a fish bone stuck in my throat.

Tek kanıt, iç çamaşırına yapışmış sperm iziydi. - The only evidence was the traces of semen stuck to the underwear.

stuck
takılmış

Boğazımda takılmış bir balık kılçığını çıkarmayı denemek istiyorum. - I want to try and get a fish bone stuck in my throat.

stuck
saplanmış

Tom'un arabası çamura saplanmış. - Tom's car is stuck in the mud.

Sonra küçük Gerda, onun göğsüne dökülen, oradan kalbine nüfuz edip, buz kalıbını eriten ve orada saplanmış olan küçük cam parçasını alıp götüren sıcacık gözyaşlarını döktü. - Then little Gerda wept hot tears, which fell on his breast, and penetrated into his heart, and thawed the lump of ice, and washed away the little piece of glass which had stuck there.

stuck
{f} sapla

Tom bir trafik sıkışıklığında saplanıp kaldı. - Tom got stuck in a traffic jam.

Tom'un arabası çamura saplandı. - Tom's car got stuck in the mud.

stuck
âşık

Bill Mary'ye aşık gibi görünüyor. - Bill seems to be stuck on Mary.

stuck
stic batır/yapış/yapıştır
stuck
get stuck saplanmak
stuck
vurgun
stuck
yolda kalmak
stuck
tutkun
stuck
batmak
stuck
yapışmış/takılmış
stuck
(İnşaat) sıkışmış, tıkanık
stuck
f., bak. stick 2
İngilizce - İngilizce
stuck
stuck is the past tense and past participle of stick