stubborn, bullheaded; inflexible, not yielding; not easily subdued

listen to the pronunciation of stubborn, bullheaded; inflexible, not yielding; not easily subdued
İngilizce - Türkçe

stubborn, bullheaded; inflexible, not yielding; not easily subdued teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

obstinate
inatçı

Büyüdükçe daha inatçı oldu. - He became more obstinate as he grew older.

Yaşlandıkça daha inatçı oldu. - As he grew older, he became more obstinate.

obstinate
{s} dik başlı

İnsanlar seni hiç dik başlı olarak suçlar mı? - Do people ever accuse you of being obstinate?

obstinate
domuzluk etmek
obstinate
direngen
obstinate
anut
obstinate
iddiacı
obstinate
{s} dik kafalı

Tom dik kafalı, değil mi? - Tom is obstinate, isn't he?

Tom oldukça dik kafalı, değil mi? - Tom is quite obstinate, isn't he?

obstinate
{s} müzmin
obstinate
(Tıp) Tedaviye inat eden
obstinate
{s} kronik
İngilizce - İngilizce
{s} obstinate
stubborn, bullheaded; inflexible, not yielding; not easily subdued