Benim sandığımda bir halatım var.
- I've got a rope in my trunk.
Tom bana halatları gösterecek.
- Tom is going to show me the ropes.
Tom sarı renkli naylon bir iple bağlandı.
- Tom was tied with a yellow nylon rope.
Tom ipi güvenli bir biçimde bağladı.
- Tom knotted the rope securely.
Sana kementleri göstereceğim.
- I'll show you the ropes.