striking, beating; collision; coming in contact with

listen to the pronunciation of striking, beating; collision; coming in contact with
İngilizce - Türkçe

striking, beating; collision; coming in contact with teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

hitting
(isim) isabet
hitting
vurma

Tom kendini Mary'ye vurmaktan engelledi. - Tom restrained himself from hitting Mary.

Ooo! Yukiko! O acıtıyor! Bana yumruklarınla vurmaktan vazgeç! - Ow! Yukiko! That hurts! Quit hitting me with your fists!

hitting
{f} vur

Onun ona vurmasını engelleyemedik. - We couldn't stop him from hitting her.

Tom, John'a vurduğu için Mary'yi suçlamadı. - Tom didn't blame Mary for hitting John.

hitting
{i} vuruş
hitting
vurarak
hitting
{i} isabet
İngilizce - İngilizce
{i} hitting
striking, beating; collision; coming in contact with