Burada çok katı kurallarımız var.
- We have very strict guidelines here.
Ebeveynlerim çok katı.
- My parents are very strict.
O askerdeyken, sıkı ordu kurallarına uydu.
- When he was in the military, he conformed to the strict army rules.
Sıkı bir diyet takip etmek önemlidir.
- It's important to follow a strict diet.
Öğretmen öğrencilerine karşı otoriter.
- The teacher is strict with his students.
Babam bana karşı çok otoriter.
- My father is very strict with me.
Sigara içmek kesinlikle yasaktır.
- Smoking is strictly forbidden.
Bu kesinlikle aramızdadır.
- This is strictly between us.
Siyasete ilgim tamamen akademik.
- My interest in politics is strictly academic.
İlişkimiz tam anlamıyla profesyonel.
- Our relationship is strictly professional.
O çocuklarına karşı çok sertti.
- She was very strict with her children.
İngilizce öğretmenimiz hem sert hem de naziktir.
- Our English teacher is both strict and kind.
strict ligature.
to pay strict attention.
strict fiber.
very strict in observing the Sabbath.
to understand words in a strict sense.