Bu gerçekten stresli.
- It's really stressful.
Bu stresli bir durumdur.
- This is a stressful situation.
Öğretmen günlük çalışmanın önemini vurguladı.
- The teacher stressed the importance of daily practice.
Ben konuyu vurguladım.
- I stressed the point.
Esperanto'da sondan bir önceki hece vurguludur.
- In Esperanto, the penultimate syllable is stressed.