Batılı ülkeler doları güçlendirmek için baş başa verip düşünüyorlar.
- Western nations have to put their heads together to strengthen the dollar.
İhracat pazarlarında rekabet gücünün güçlendirilmesi acil bir ihtiyaçtır.
- The strengthening of competitiveness on export markets is an urgent need.
Çekim gücü mukavemeti mesafe ile hızlı bir şekilde azalır.
- The strength of the gravitational force reduces quickly with distance.
Bu sembol, direnç ve bütünlüğü simgeliyor.
- This symbol stands for strength and integrity.
Güçlülüklerinizi ve zayıflıklarınızı biliyor musunuz?
- Do you know your strengths and weaknesses?
Tom gücünü korumak zorundadır.
- Tom must conserve his strength.
Büyük bir savaşçı güç yayar. O ölümüne savaşmak zorunda değildir.
- A great warrior radiates strength. He doesn't have to fight to the death.
İnsanların zayıf yönlerini araştırmayın ama güçlü yönlerini araştırın.
- Do not search for people's weaknesses, but for their strengths.
Onlar yıkıcı kayıpları önlemek için küresel önlemlerin güçlendirilmesinin önemini doğruladılar.
- They confirmed the importance of strengthening global precautions in order to prevent devastating losses.
Temeli güçlendirmek önemlidir.
- It is important to strengthen the foundation.
Have the strength of ten men.
We all have our own strengths and weaknesses.
It requires great strength to lift heavy objects.
... That's a great strength of the internet-- ...
... I believe in maintaining the strength of America's military. ...