strategic arms reduction treaty

listen to the pronunciation of strategic arms reduction treaty
İngilizce - Türkçe
(Askeri) Stratejik Silahları İndirimi Antlaşması
start
{i} başlama

Maziye sünger çekip yeniden başlamak için işimi bıraktım ve taşındım. - I quit my job and moved so I could start off with a clean slate.

Eğer oyun kasetinin metal plaka terminali pis ise oyun konsoluna kaset yerleştirildiğinde oyunun başlaması zor olabilir. - If the metal plate terminal of the game cassette is dirty it may be difficult for the game to start when the cassette is inserted into the game console.

start
(Bilgisayar) nesnesini başlat
start
çalışmak

Fransızca öğrenmeye başlamak istiyorum. Çalışmak için bana biraz malzeme tavsiye edebilir misin? - I want to start learning French. Can you recommend me any materials to study with?

start
yolverme
start
çalışma

Tom otuzuna kadar Fransızca çalışmaya başlamadı. - Tom didn't start to study French until he was thirty.

O ciddi olarak çalışmaya başladı. - He started to study in earnest.

start
(back ile) geri dönmek için yola çıkmak
start
sıçrama

Çocuklar kanapenin üstünde yukarı aşağı sıçramaya başladı. - The children started bouncing up and down on the couch.

Tom yatağın üstünde yukarı aşağı sıçramaya başladı. - Tom started bouncing up and down on the bed.

start
{i} başlangıç

Biz erken bir başlangıç yaptık. - We got an early start.

Sürücüler başlangıç çizgisindeler ve gitmek için çok istekliler. - The drivers are at the starting line and raring to go!

start
{f} başlamak

Çok uzun bir tatil birini tekrar işe başlamak için isteksiz yapar. - Too long a holiday makes one reluctant to start work again.

Onun planı pazartesi günü başlamaktı. - His plan was to start on Monday.

start
{f} kaynaklanmak
start
{f} korkutup kaçırmak
start
{i} harekete geçme
start
kuş kuyruğu biçiminde parça
start
{i} avantaj

Tom beni daha avantajlı başlattı. - Tom gave me a head start.

start
{i} spor start, depar, çıkış
start
{i} yola çıkma: Let's get an early start. Erken yola çıkalım
start
başlamak; başlatmak: It started to rain. Yağmur yağmaya başladı. They've started fighting. Dövüşmeye başladılar. Prices start at fifteen
start
irkilme/başlangıç
start
{f} koyulmak
start
{f} kurmak

Ben bir aile kurmak istiyorum. - I want to start a family.

Dan ve Linda bir aile kurmak için hazırdı. - Dan and Linda were ready to start a family.

İngilizce - İngilizce
October 1992 pact signed between the United States and the former Soviet Union in which both countries agreed to further reduce the production of nuclear arms, START
start
strategic arms reduction treaty

    Heceleme

    stra·te·gic arms re·duc·tion trea·ty

    Türkçe nasıl söylenir

    strıticîk ärmz ridʌkşın triti

    Telaffuz

    /strəˈtēʤək ˈärmz rēˈdəksʜən ˈtrētē/ /strəˈtiːʤɪk ˈɑːrmz riːˈdʌkʃən ˈtriːtiː/