Evin garip bir şekilde sakin görünüyordu.
- The house seemed strangely quiet.
Garip bir şekilde, öğrencilerin sayısı her yıl azalıyor.
- Strangely, the number of students is decreasing each year.
Bana tuhaf tuhaf bakıyorsun.
- You are looking at me strangely.
Burası garip biçimde sessiz.
- It's strangely quiet here.
Garip biçimde davranmaya başladı.
- He has started acting strangely.
Bana tuhaf tuhaf bakıyorsun.
- You are looking at me strangely.
O tuhaf biçimde davranmaya başladı.
- She has started acting strangely.
Son zamanlarda tuhaf bir deniz yaratığı bulundu.
- A strange marine creature was found recently.
Özel dedektifler tuhaf davaları araştırmak için kiralanırlar.
- Private detectives were hired to look into the strange case.
O bana biraz garip geldi.
- It's a bit strange to me.
O, yılanlar gibi, garip hayvanlardan hoşlanıyor.
- It likes strange animals, like snakes.
Buralarda bir yabancıyım.
- I'm a stranger in these parts.
Bir köpek yabancılara havlar.
- A dog barks at strangers.
Bu evle ilgili acayip bir şey var.
- There's something strange about this house.
Bu hikaye kulağa acayip gelebilir ama tamamen gerçektir.
- This story may sound strange, but it's absolutely true.
Onun hobisi bilinmeyen kelebekler toplamaktır.
- His hobby is collecting strange butterflies.
He thought it strange that his girlfriend wore shorts in the winter.
She's probably sitting there hoping a couple of strange detectives will drop in.
A strange quark is electrically charged, carrying an amount -1/3, as does the down quark.