strange; unusual

listen to the pronunciation of strange; unusual
İngilizce - Türkçe

strange; unusual teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

funny
komik

Bu elbise komik görünebilir ama onu seviyorum. - This dress may look funny, but I like it.

Caz ölmedi, sadece komik kokuyor. - Jazz isn't dead, it just smells funny.

funny
{s} eğlenceli

Film kitap kadar eğlenceli değildi. - The movie wasn't as funny as the book.

Tom bunun eğlenceli olduğunu düşünmeyebilir. - Tom may not think this is funny.

funny
{s} eğlendirici
funny
{s} zevkli
funny
{s} karanlık
funny
s eğlenceli
funny
{s} garip

Bunun garip olduğunu düşünmüyor musun? - Don't you think that's funny?

Onlar bana garip baktılar. - They looked at me funny.

funny
{s} sakat
funny
{s} komik, güldürücü, eğlendirici
funny
{s} şüpheli
funny
{s} gülünecek
funny
{s} tuhaf

Tom'un yüzünde tuhaf bir ifade vardı. - Tom had a funny look on his face.

Postacının henüz gelmemesi tuhaf. - It is funny that the mailman hasn't come yet.

funny
{s} gülünç
funny
paskal
funny
antika
funny
acayip
İngilizce - İngilizce
funny
strange; unusual