strained; drawn close; tight; as, a strict embrace; a strict ligature

listen to the pronunciation of strained; drawn close; tight; as, a strict embrace; a strict ligature
İngilizce - Türkçe

strained; drawn close; tight; as, a strict embrace; a strict ligature teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

strict
{s} katı

Ebeveynlerim çok katı. - My parents are very strict.

Burada çok katı kurallarımız var. - We have very strict guidelines here.

strict
{s} sert, katı, çok kuralcı, kurallara çok bağlı: He's a strict teacher. O sert bir öğretmen
strict
{s} harfi harfine
strict
çok kuralcı
strict
değişmez
strict
kesin

Sigara içmek kesinlikle yasaktır. - Smoking is strictly forbidden.

Burada sigara içmek kesinlikle yasaktır. - Smoking is strictly forbidden here.

strict
titiz
strict
tam

Siyasete ilgim tamamen akademik. - My interest in politics is strictly academic.

İlişkimiz tam anlamıyla profesyonel. - Our relationship is strictly professional.

strict
dikkatli
strict
Muhafazakar
strict
{s} hoşgörüsüz
strict
{s} otoriter

Babam bana karşı çok otoriter. - My father is very strict with me.

Ebeveynlerimin her ikisi de otoriter değil. - Both of my parents are not strict with me.

strict
{s} müsamahasız
strict
{s} mutlâk
strict
(Nükleer Bilimler) katı, sıkı
strict
{s} tam; sıkı: strict secrecy tam bir gizlilik
strict
(sıfat) sert, katı, sıkı, müsamahasız, otoriter, hoşgörüsüz, tam, mutlâk, harfi harfine
İngilizce - İngilizce
strict
strained; drawn close; tight; as, a strict embrace; a strict ligature