Yağmur durur durmaz eve gideceğiz.
- We shall leave for home as soon as it stops raining.
Bu tren her istasyonda durur.
- This train stops at every station.
Hıçkırığı durdurmak için ne yapmalıyım?
- What should I do to stop hiccoughs?
Japon askeri güçleri durdurmak için çok güçlü görünüyordu.
- The Japanese military forces seemed too strong to stop.
Tom soluklanmak için durmak zorunda kaldı.
- Tom had to stop to catch his breath.
Durmak istesemde duramadım.
- Even if I had wished to stop, I couldn't.
Tokyo İstasyonu üçüncü duraktır.
- Tokyo Station is the third stop.
Bir sonraki durakta inin.
- Get off at the next stop.
Ben sigarayı bırakmak için ikna edildim.
- I was persuaded to stop smoking.
O, sigara içmeyi bırakmak için karar verdi.
- He made a resolve to stop smoking.
Tom, onu durdurur musun?
- Tom, will you stop that?
Lütfen onu yapmayı durdurur musun?
- Would you please stop doing that?
Tom arabaya yakından bakmak için durdu.
- Tom stopped to take a close look at the car.
Tom hazine aramayı durdurdu ve eve gitti.
- Tom stopped looking for the treasure and went back home.
Bu tapa şişeye uymaz.
- This stopper does not fit the bottle.
Boston'da bir molamız vardı.
- We had a stopover in Boston.
Şikago'da bir molamız vardı.
- We had a stopover in Chicago.
Onu durdurmanın imkansız olduğunu düşündük.
- We thought it impossible to stop him.
Bu cümleyi Tatoeba'ya ekliyorum ve kimse beni durduramaz!
- I'm putting this sentence on Tatoeba and nobody can stop me!
Tom'un bunu yapmasını engellemek istiyorum.
- I want to stop Tom from doing that.
Tom Mary'nin onu yapmasını engellemek için elinden gelen her şeyi yaptı.
- Tom did everything he could to stop Mary from doing that.
O, konuşmayı kesmedi.
- He didn't stop talking.
Kay oyuncak bebeği alana kadar ağlamayı kesmedi.
- It was not until Kay received the doll that she stopped crying.
Onu durdurmaya çalıştım, ama beni geride bıraktı.
- I tried to stop him, but he left me behind.
Onu durdurmanın imkansız olduğunu düşündük.
- We thought it impossible to stop him.
Tom yolda acil durum duruşu yaptı.
- Tom made an emergency stop on the road.
O, kolumdan yakaladı ve eve gitmemi engelledi.
- She caught me by the arm and stopped me from going home.
Onun ona vurmasını engelleyemedik.
- We couldn't stop him from hitting her.
Bu size mâni olmasın.
- Don't let that stop you.
Ben sana mâni olmayayım.
- Don't let me stop you.
Benimle konuştuğun sürece, iyi, fakat sen durur durmaz, ben acıkırım.
- As long as you're talking to me, it's fine, but as soon as you stop, I get hungry.
Yağmurun durmasını bekleyelim.
- Let's wait for the rain to stop.
Bu tren tüm istasyonlarda durur.
- This train stops at all stations.
Tokyo İstasyonu üçüncü duraktır.
- Tokyo Station is the third stop.
Ertelemeye son vermek zorundayım.
- I have to stop procrastinating.
İçmeye son vermek zorundasın.
- You have to stop drinking.
Dünya dönmeyi durdursa,ne olacağını tahmin edersin?
- Were the earth to stop revolving, what do you suppose would happen?
Verdun Savaşında,Fransız güçleri bir Alman saldırısını durdurdu.
- At the Battle of Verdun, French forces stopped a German attack.
Bir cümlenin sonunda nokta olması gerekir.
- There needs to be a full stop at the end of a sentence.
Lütfen bu saçmalığa bir nokta koy.
- Please put a stop to this nonsense.
Doktor bana sigara içmeyi kesmek zorunda olduğumu söyledi.
- The doctor told me I had to stop smoking.
They pulled out all the stops for the gala wedding.
I stopped at the traffic lights.
The sight of the armed men stopped him in his tracks.
That stop was not planned.
The organ is loudest when all the stops are pulled.
The referees stopped the fight.
He stopped for two weeks at the inn.
The stop in a bulldog's face is very marked.
To achieve maximum depth of field, he stopped down to an f-stop of 22.
He stopped the wound with gauze.
They agreed to see each other at the bus stop.
2006: Chris Towner, consultant at risk manager HIFX, said: The move came when traders looked at each other and said 'it's about time we broke out of these ranges', and took out the stops. — Financial Times article Euro gains from dollar's slump by Steve Johnson, 5 April 2006, reproduced at HiFX.
... it stops you knowing the things that you didn't know ...
... We have currently over a million transit stops in the ...