Bu otobüs neden duruyor?
- Why is this bus stopping?
Dur çizgisinde duruyorsun.
- You're stopping on the stop line.
Durmadan sık sık saatlerce çalışırdı.
- He would often work for hours without stopping.
Durmaksızın hepsini bana boşalttı.
- She poured me all of it without stopping.
Onları durdurmamızın hiçbir yolu yoktur.
- We have no way of stopping them.
Polis suçluyu durdurmaya niyetliydi.
- The police were intent on stopping the criminal.
Japon askeri güçleri durdurmak için çok güçlü görünüyordu.
- The Japanese military forces seemed too strong to stop.
John bu günlerde çok içiyor. Biz onu artık içmemesi için durdurmak zorundayız.
- John drinks too much these days. We have to stop him from drinking any more.
Tom durmak ve düşünmek istedi.
- Tom wanted to stop and think.
Tom soluklanmak için durmak zorunda kaldı.
- Tom had to stop to catch his breath.
Sonraki durakta trenden ineceğim.
- I'm getting off the train at the next stop.
Tokyo İstasyonu üçüncü duraktır.
- Tokyo Station is the third stop.
Kumar oynamayı bırakmak zorundasın.
- You must stop gambling.
O sigarayı bırakmak zorundadır.
- She has to stop smoking.
Bana öyle bakmayı durdurur musun?
- Would you stop looking at me like that?
Lütfen onu yapmayı durdurur musun?
- Would you please stop doing that?
Tom hazine aramayı durdurdu ve eve gitti.
- Tom stopped looking for the treasure and went back home.
Tom arabaya yakından bakmak için durdu.
- Tom stopped to take a close look at the car.
Bu tapa şişeye uymaz.
- This stopper does not fit the bottle.
Tren kısa bir mola verdi.
- The train made a brief stop.
Boston'da bir molamız vardı.
- We had a stopover in Boston.
Dünya dönmeyi durdursa,ne olacağını tahmin edersin?
- Were the earth to stop revolving, what do you suppose would happen?
Verdun Savaşında,Fransız güçleri bir Alman saldırısını durdurdu.
- At the Battle of Verdun, French forces stopped a German attack.
Tom Mary'nin bunu yapmasını engellemek istedi.
- Tom wanted to stop Mary from doing that.
Onun olmasını engellemek zorundayım.
- I have to stop that from happening.
Böyle yapmayı kesmeni söyledim sana.
- I told you to stop doing that.
O, konuşmayı kesmedi.
- He didn't stop talking.
Onu durdurmaya çalıştım, ama beni geride bıraktı.
- I tried to stop him, but he left me behind.
Jane çikolataya olan tutkusunu durdurmalıdır.
- Jane must stop giving way to her desire for chocolate.
Tom yolda acil durum duruşu yaptı.
- Tom made an emergency stop on the road.
O, kolumdan yakaladı ve eve gitmemi engelledi.
- She caught me by the arm and stopped me from going home.
Tom'un Mary'yi incitmesini engellemeye çalıştım.
- I tried to stop Tom from hurting Mary.
Biz size mâni olmayalım.
- Don't let us stop you.
Bu size mâni olmasın.
- Don't let that stop you.
Yağmurun durmasını bekleyelim.
- Let's wait for the rain to stop.
Benim bu saatim asla durmaz.
- This watch of mine never stops.
Bir sonraki benzin istasyonunda duralım.
- Let's stop at the next gas station.
Tokyo İstasyonu üçüncü duraktır.
- Tokyo Station is the third stop.
Ertelemeye son vermek zorundayım.
- I have to stop procrastinating.
İçmeye son vermek zorundasın.
- You have to stop drinking.
Verdun Savaşında,Fransız güçleri bir Alman saldırısını durdurdu.
- At the Battle of Verdun, French forces stopped a German attack.
Girişte bir araba durdu.
- A car stopped at the entrance.
Şimdi buna bir nokta koymalıyız.
- We need to put a stop to this now.
Cümlenin sonunda nokta konulmalı.
- One should add a full stop at the end of the sentence.
Doktor bana sigara içmeyi kesmek zorunda olduğumu söyledi.
- The doctor told me I had to stop smoking.
The Victoria Secret ad’s racy image generated strong stopping power ratings.
I stopped at the traffic lights.
The sight of the armed men stopped him in his tracks.
That stop was not planned.
The organ is loudest when all the stops are pulled.
The referees stopped the fight.
He stopped for two weeks at the inn.
The stop in a bulldog's face is very marked.
To achieve maximum depth of field, he stopped down to an f-stop of 22.
He stopped the wound with gauze.
They agreed to see each other at the bus stop.
... And then, you know, if I'm working on an idea but there's, like, a stopping point where ...
... the hook or things like that, if there's a definite stopping point, I'll bring it to ...