We're out of stock now.
- Şu an stoklarımız tükendi.
We have hundreds of records in stock.
- Stokta yüzlerce kayıtlarımız var.
He has a large store of food.
- Onun büyük bir gıda stoku var.
It is the general inventory of art works belonging to the City of Paris.
- Bu Paris şehrine ait sanat eserlerinin genel stokudur.
Tom is a compulsive hoarder.
- Tom kompulsif bir stokçu.
The show Hoarders is one of the primary causes of armchair psychology in America.
- Gösteri Stokçular Amerika'da koltuk psikolojinin başlıca nedenlerinden biridir.
Did you stockpile food and water?
- Yiyecek ve suyu stokladınız mı?
The stocks went down over night.
- Stoklar gece boyunca düştü.
Due to overfishing, some fish stocks are now at perilously low levels.
- Çok fazla balık avı dolayısıyla, bazı balık stokları şimdi tehlikeli derecede düşük seviyelerde.