Dan bir kontrol noktasında durduruldu.
- Dan was stopped at a checkpoint.
Sağanak yağmur nedeniyle maç durduruldu.
- The match was stopped due to a thunderstorm.
Durmuş olan bir saat bile günde iki kez doğru zamanı gösterir.
- Even a clock that is stopped shows the correct time twice a day.
Bir gökkuşağı belirmeden önce, hemen hemen yağmur durmuştu.
- Scarcely had the rain stopped before a rainbow appeared.