Jack ve Betty bir aydır istikrarlı olarak gitmektedirler.
- Jack and Betty have been going steady for a month.
Tom Mary ile istikrarlı gidecek.
- Tom is going steady with Mary.
Bu merdiven yeterince sağlam mı?
- Is this ladder steady enough?
Bu köprü sağlam görünüyor.
- This bridge looks steady.
Eğer senin düzenli desteğin olmasa, benim misyonum başarısızlıkla sonuçlanırdı.
- But for your steady support, my mission would have resulted in failure.
İstikrarlı ekonomik gelişme vardı.
- There was steady economic improvement.
Tom Mary ile istikrarlı gidecek.
- Tom is going steady with Mary.
Asla sürekli bir işim olmadı.
- I've never had a steady job.
Tom sürekli ilerleme kaydetti.
- Tom has made steady progress.
İstikrarlı bir kız arkadaşım var.
- I have a steady girlfriend.
Tom'un istikrarlı bir kız arkadaşı yok.
- Tom doesn't have a steady girlfriend.
Lütfen bu merdiveni sabit tut.
- Please hold this ladder steady.
O sabit bir hızda tepeye yürüyordu.
- He was walking up the hill at a steady pace.