Bir gece daha kalmak istiyorum. Mümkün mü?
- I'd like to stay one more night. Is that possible?
Burada daha uzun kalmak istiyorum.
- I want to stay here longer.
Burada daha uzun kalmak istiyorum.
- I want to stay here longer.
Amcam şu anda Hong Kong'da kalmaktadır.
- My uncle is staying in Hong Kong at present.
Gece geç saatlere kadar oturmamalısın.
- You must not stay up late.
Bu havada dışarı çıkmayıp evde oturmak en doğrusu.
- In this kind of weather, it's best to stay home and not go outside.
John iki haftalık hastane ikametinden sonra işe geri döndü.
- John went back to work after a two-week hospital stay.
San Fransisko'yu bir dahaki ziyaretimde o otelde kalmak istiyorum.
- Next time I visit San Francisco, I'd like to stay at that hotel.
Londra'da kaldığı sırada kuzenini ziyaret edecek.
- During his stay in London, he is going to visit his cousin.
Tom'un ondan uzak durmasını istedim.
- I asked Tom to stay out of it.
Ondan uzak durmalısın.
- You should stay away from her.
Tom beni desteklemek için kaldı.
- Tom stayed to back me up.
Ondan uzak durmak zorundasın.
- You have to stay away from him.
Uluslararası tartışmalardan uzak durmak istediler.
- They wanted to stay out of international conflicts.
Kalmam ya da koşmam gerekip gerekmediğini bilmiyorum.
- I don't know if I should stay or run.
Herkes yatakta kalmamı öneriyor fakat ben dışarı çıkmak ve eğlenmek istiyorum.
- Everyone suggest me to stay in bed, but I want to go out and enjoy.
Bir gece daha kalmak istiyorum. Mümkün mü?
- I'd like to stay one more night. Is that possible?
O, üç hafta New York'ta kaldı.
- He stayed in New York for three weeks.
Londra'da kalışım sırasında onunla arkadaş oldum.
- I made friends with her during my stay in London.
Tom Bostonda kalışı sırasında öldü.
- Tom died during his stay in Boston.
Tom Boston'da birkaç gün daha kalmak istedi ama Şikago'ya dönmek zorundaydı.
- Tom wanted to stay in Boston for a few more days, but he had to get back to Chicago.
Tom daha uzun kalmak isterdi ama ofise geri dönmek zorundaydı.
- Tom would've liked to stay longer, but he had to get back to the office.
Herkes beklemek zorunda.
- Everyone has to stay.
Burada kalmak ve bizimle beklemek istemediğinden emin misin?
- Are you sure you don't want to stay here and wait with us?
Tom beni desteklemek için kaldı.
- Tom stayed to back me up.
Bu kulübün bir üyesi kalmak istiyorsanız balık tutmak ya da yem kesmek zorundasınız.
- If you want to stay a member of this club, you have to fish or cut bait.
Havaalanına kolay erişimi olan bir yerde kalalım.
- Let's stay somewhere with easy airport access.
Sen koltuğunda kalmak zorundasın.
- You have to stay in your seat.
Gece geç saatlere kadar yatmamak iyi değildir.
- It's not good to stay up late at night.
Dan bütün gece boyunca yatmamak istiyordu.
- Dan was going to stay up all night long.
İçeride kalmak için çok güneşli.
- It's too sunny to stay inside.
Tom'un saman nezlesi var. Bu yüzden içeride kalmak zorunda.
- Tom has hay fever. That's why he has to stay inside.
Dışarıda kalmak istiyorum.
- I want to stay outside.
Dışarıda kalmak dışarı çıkmaktan daha kolaydır.
- It is easier to stay out than to get out.
Sanırım evde kalmak istiyorum.
- I think I want to stay in the house.
Şiddetli havalarda, evde kalmak en iyisidir.
- In severe weather, it's best to stay indoors.
Keşke diyette kalmaya devam etmek için irade gücüm olsa.
- I wish I had the will power to stay on a diet.
Gece geç saatlere kadar yatmamak iyi değildir.
- It's not good to stay up late at night.
Rosie'ye saat on bire kadar yatmaması için izin verildi.
- Rosie was allowed to stay up till eleven o'clock.
Evde kalmak sıkıcıdır.
- It's boring to stay at home.
Fırtınadan dolayı, evde kalmaktan başka seçeneğimiz yoktu.
- Because of the storm, we had no choice but to stay at home.
Ne derse desin sakin ol.
- Stay calm no matter what she says.
Sakin ol ve elinden geleni yap.
- Stay calm and do your best.
Many of the international students stay in contact with their friends after they have gone back to their homelands.
If you want to stay in power, you should possess a few qualities.
Doktor formda kalmak için biraz spor yapmaya başlamamı tavsiye etti.
- The doctor advised me to take up some sport to stay in shape.
Formda kalmak için egzersiz yaparım.
- I work out to stay in shape.
Yeni bir bölüm için bizi izlemeye devam edin.
- Stay tuned for a new episode.
Bizi izlemeye devam edin. Aradan sonra Dan geri geliyor.
- Stay tuned. Dan is coming back after the break.
O adamdan uzak durmak istiyorsun.
- You want to stay away from that guy.
Tom'tan uzak durmak en iyisi.
- It's best to stay away from Tom.
Tom bana Mary ile kalmak isteyebileceğini söylüyor.
- Tom tells me you might want to stay with us.
Grup ile kalmak zorundayım.
- I have to stay with the group.
Canım bügün evde kalmak ve bir şey yapmamak istiyor.
- Today I just feel like staying at home and doing nothing.
Amcam şu anda Hong Kong'da kalmaktadır.
- My uncle is staying in Hong Kong at present.
Uluslararası tartışmalardan uzak durmak istediler.
- They wanted to stay out of international conflicts.
Şimdi çalışmalıyım ama Tatoeba'da kalmayı tercih ediyorum.
- I should study now, but I prefer staying on Tatoeba.
Amcam şu anda Hong Kong'da kalmaktadır.
- My uncle is staying in Hong Kong at present.
Ucuz bir otelde kalarak seyahat giderlerini tasarruf etti.
- I saved on travelling expenses by staying at a cheap hotel.
Kate hafta sonları Izu'da kalır.
- Kate stays in Izu on weekends.
Tom her zaman öğretmenler kendisine izin verdiği sürece geç saatlere kadar okulda kalır.
- Tom always stays at school as late as the teachers allow him to.
The governor stayed the execution until the appeal could be heard.
I can only stay for an hour.
The engineer insisted on using stays for the scaffolding.
Where are the stays for my collar?.
Wear gloves so your hands stay warm.
The governor granted a stay of execution.
I hope you enjoyed your stay in Hawaii.
I keep adjusting the focus, but it won't stay put.
If you decide to stay the course and finish engineering school, it will mean long hours and sleepless nights.
If you can't find another place to crash, you can stay the night at mine if you like.
Don't touch that dial! Stay tuned for more Make-Believe Ballroom after a word from our sponsors.
He told his lover he has a problem staying up.
She stayed up past her bedtime.
time, unfortunately, doesn't make it easy to stay on course.
1. Please stay on top of the hill until we call you.
2. The wind is blowing and this sheet of plastic will not stay on top of me, so I am getting soaked!.
Her face was whiter than snow, and her heart was throbbing through her stays.
... have color facing especially tough odds to stay on track and reach their full ...
... know I have to stay fit for music videos, so they'll leave ...