Burada daha uzun kalmak istiyorum.
- I want to stay here longer.
Ben bütün gün yatakta kalmak zorunda kaldım.
- I had to stay in bed all day.
Burada daha uzun kalmak istiyorum.
- I want to stay here longer.
Şimdi çalışmalıyım ama Tatoeba'da kalmayı tercih ediyorum.
- I should study now, but I prefer staying on Tatoeba.
Gece geç saatlere kadar oturmamalısın.
- You must not stay up late.
Bu havada dışarı çıkmayıp evde oturmak en doğrusu.
- In this kind of weather, it's best to stay home and not go outside.
John iki haftalık hastane ikametinden sonra işe geri döndü.
- John went back to work after a two-week hospital stay.
Tom Boston'u ziyaret ettiğinde ucuz bir otelde kaldı.
- Tom stayed at a cheap hotel when he visited Boston.
Londra'da kaldığı sırada kuzenini ziyaret edecek.
- During his stay in London, he is going to visit his cousin.
Ondan uzak durmalısın.
- You should stay away from him.
Tom'un ondan uzak durmasını istedim.
- I asked Tom to stay out of it.
Tom beni desteklemek için kaldı.
- Tom stayed to back me up.
Ondan uzak durmak zorundasın.
- You have to stay away from him.
Ondan uzak durmak zorundasın.
- You have to stay away from her.
Kalmam ya da koşmam gerekip gerekmediğini bilmiyorum.
- I don't know if I should stay or run.
Herkes yatakta kalmamı öneriyor fakat ben dışarı çıkmak ve eğlenmek istiyorum.
- Everyone suggest me to stay in bed, but I want to go out and enjoy.
Bir geceliğine Hakone'de kaldık.
- We stayed overnight in Hakone.
Sonsuza dek burada kalamam.
- I can't stay here forever.
Londra'da kalışımız çok kısa idi.
- Our stay in London was too short.
Kalışını beş gün uzattı.
- She extended her stay by five days.
Tom Boston'da birkaç gün daha kalmak istedi ama Şikago'ya dönmek zorundaydı.
- Tom wanted to stay in Boston for a few more days, but he had to get back to Chicago.
Tom Mary'den kalmasını rica etti fakat o işe geri dönmek zorundaydı.
- Tom asked Mary to stay, but she had to get back to work.
Burada kalmak ve bizimle beklemek istemediğinden emin misin?
- Are you sure you don't want to stay here and wait with us?
Herkes beklemek zorunda.
- Everyone has to stay.
Tom beni desteklemek için kaldı.
- Tom stayed to back me up.
Bu kulübün bir üyesi kalmak istiyorsanız balık tutmak ya da yem kesmek zorundasınız.
- If you want to stay a member of this club, you have to fish or cut bait.
Havaalanına kolay erişimi olan bir yerde kalalım.
- Let's stay somewhere with easy airport access.
Dışarıda kalmak dışarı çıkmaktan daha kolaydır.
- It is easier to stay out than to get out.
Dan bütün gece boyunca yatmamak istiyordu.
- Dan was going to stay up all night long.
Gece geç saatlere kadar yatmamak iyi değildir.
- It's not good to stay up late at night.
İçeride kalmaktansa dışarı çıkmayı tercih ederim.
- I would prefer to go out than stay in.
İçeride kalmak için çok güneşli.
- It's too sunny to stay inside.
Dışarıda kalmak dışarı çıkmaktan daha kolaydır.
- It is easier to stay out than to get out.
Dışarıda kalmak istiyorum.
- I want to stay outside.
Evde kalmak istiyorum.
- I want to stay in the house.
Tom su çiçeği olduğu için evde kalmak zorunda.
- Tom has to stay in the house because he has the chicken pox.
Keşke diyette kalmaya devam etmek için irade gücüm olsa.
- I wish I had the will power to stay on a diet.
Sık sık gece geç saatlere kadar yatmam.
- I often stay up all night.
Erkek kardeşim sık sık bütün gece yatmazdı.
- My brother would often stay up all night.
Fırtınadan dolayı, evde kalmaktan başka seçeneğimiz yoktu.
- Because of the storm, we had no choice but to stay at home.
Tom'un gerçekten yapmak istediği evde kalmak ve televizyon izlemekti.
- What Tom really wanted to do was stay at home and watch TV.
Ne derse desin sakin ol.
- Stay calm no matter what she says.
Sakin ol. Yarın ödülünü alacaksın.
- Stay calm. You'll have your reward tomorrow.
Many of the international students stay in contact with their friends after they have gone back to their homelands.
If you want to stay in power, you should possess a few qualities.
Doktor formda kalmak için biraz spor yapmaya başlamamı tavsiye etti.
- The doctor advised me to take up some sport to stay in shape.
Formda kalmak için egzersiz yaparım.
- I work out to stay in shape.
Bizi izlemeye devam edin. Hemen döneceğiz.
- Stay tuned. We'll be right back.
Bizi izlemeye devam edin. Aradan sonra Dan geri geliyor.
- Stay tuned. Dan is coming back after the break.
Tom'tan uzak durmak en iyisi.
- It's best to stay away from Tom.
Ondan uzak durmak zorundasın.
- You have to stay away from her.
Grup ile kalmak zorundayım.
- I have to stay with the group.
Tom bana Mary ile kalmak isteyebileceğini söylüyor.
- Tom tells me you might want to stay with us.
Evde kalmak sıkıcıdır.
- Staying at home is boring.
Canım bügün evde kalmak ve bir şey yapmamak istiyor.
- Today I just feel like staying at home and doing nothing.
Uluslararası tartışmalardan uzak durmak istediler.
- They wanted to stay out of international conflicts.
George adında bir adam bir otelde kalıyordu.
- A man named George was staying at a hotel.
Kentaro, arkadaşıyla Kyoto'da kalıyor.
- Kentaro is staying with his friend in Kyoto.
Ucuz bir otelde kalarak seyahat giderlerini tasarruf etti.
- I saved on travelling expenses by staying at a cheap hotel.
Okulumuzdaki birçok öğrenci gibi, Tom geç saatlere kadar gece eğitimine kalır.
- Like many students at our school, Tom stays up until late at night studying.
Banka sekizden ikiye kadar açık kalır.
- The bank stays open from eight until two.
The governor stayed the execution until the appeal could be heard.
I can only stay for an hour.
The engineer insisted on using stays for the scaffolding.
Where are the stays for my collar?.
Wear gloves so your hands stay warm.
The governor granted a stay of execution.
I hope you enjoyed your stay in Hawaii.
I keep adjusting the focus, but it won't stay put.
If you decide to stay the course and finish engineering school, it will mean long hours and sleepless nights.
If you can't find another place to crash, you can stay the night at mine if you like.
Don't touch that dial! Stay tuned for more Make-Believe Ballroom after a word from our sponsors.
He told his lover he has a problem staying up.
She stayed up past her bedtime.
time, unfortunately, doesn't make it easy to stay on course.
1. Please stay on top of the hill until we call you.
2. The wind is blowing and this sheet of plastic will not stay on top of me, so I am getting soaked!.
Her face was whiter than snow, and her heart was throbbing through her stays.
... how do you stay a giant and kind of, towards the book, ...
... my head, you were Romeo, you were throwing pebbles, and my daddy said stay away from ...