Tom dahil olmaktan korkuyor.
- Tom is afraid to get involved.
Tom muhtemelen dahil olmak istemeyecek.
- Tom is unlikely to want to get involved.
Hisse senetlerine yatırım yapmak risk içerir.
- Investing in stocks involves risk.
Ebeveynlik totaliterliği içerir.
- Parenthood involves totalitarianism.
Tom karışmış olabilir mi?
- Could Tom be involved?
Ben buna karışmış olamam.
- I can't be involved in this.
Seni karıştırmak istemedim.
- I didn't mean to involve you.
Üzgünüm, Tom, seni karıştırmak istemedim.
- Sorry, Tom, I didn't want to get you involved.